Bir insan kitaptaki erkek karakterlere takıntılı olabilir mi ? Sanki gerçeklermiş gibi onlar hakkında konuşup,onları savunabilir mi? Eğer bu kişi kitap kurduysa evet, böyle bir şey olması mümkün. Ben ki fena takıntılı,kıskanç ve korumacı insan, konu sevdiğim karakterlere gelince vahşi bir kediye dönüşebiliyorum. Gerçekten de hayatımda normal birilermiş gibi davranabiliyorum. ( Delilik derecesinde değil elbette) " x kişi nasıl biridir?" diye sorarsanız onu yaratan kişiden -yazarı- daha çok anlatabilirim.
İlk okuduğum ve çok sevdiğim karakter Edward Cullen'dı. Ki eminim çoğu kişinin de ilk gözde karakteri Edward'dı. Ama sonradan onu sevgili Bella Swan'a teslim ettim. Zaten benim için çoook yaşlıydı :P (Kıskançlık krizi geçiriyor hala...) Sonrasında kısmetim açıldı zaten. :D Artık isimleri karıştırmamaya çalışıyorum. Tabii her önüme gelen karaktere yapışmıyorum.Bir de şöyle bir durum var artık gençlik romanlarında aşk üçgeni var. Masum kızımız iki çekici erkek arasında kalıyor. Ben genellikle terkedilen,avutulmaya ihtiyaç duyan karaktere vuruluyorum ama karakterlerde beni çeken özellik sadece bu değil. Aşağıdaki isimlere detaylı baktığınız zaman hepsinin bazı ortak yönlerini görmüş olacaksınız. (Christian Grey dışında. O bir istisna.) Genellikle vurulduğum karakterler ; serseri tipli,esprili,kendinden emin,hayatı umursamıyor gibi görünselerde aslında en çok takıntılı olan ve yeri geldiğinde korumacı olan, isteyince fena romantik olan ve enerjileri yüksek olan karakterler.
Adrian Ivashkov (Vampir Akademisi / Richelle Mead) : Ivashkov,en çok değer verdiğim karakter diyebilirim. Yazar yüzünden Ivashkov'la beraber üzüldüm,terkedildim,mahvoldum ama kahkaha attığım zamanlarda oldu. :D Zümrüt yeşili gözleri ve koyu kahverengi saçlarıyla serseri tipli biri. Sigarası,alkolü her türlü pisliği var ama adam çekici n'apalım. Yaramaz,muzur bir çocuk gibi görünebilir. Ama kalbini kırdığınızda bambaşka bir delikanlı olabiliyor. O deli dolu kalbini gören biri olduğum için şanslıyım. Bir dilek hakkım olsaydı Adrian Ivashkov'u gerçek hayatta,yanımda olmasını dileyebilirdim. Anlayın ne kadar çok sevdiğimi. :D
Patch Cipriano (Düşmüş Melekler / Becca Fitzpatrick) : Ivashkov'un bir numaralı rakibi olabilir. Patch olmasa Düşmüş Melekler serisi bir hiç olurdu zaten. Esmer,beysbol şapkasıyla ünlü ve yine serseri tipli biri. Patch gerçekten serseri gibi... Giyinişi,hareketleri... Ama adamın korumacı tarafı işte insanı çekiyor.Kendinden emin halleriyle,çarpıcı sözleriyle insanı dondurabilir.Ve binbir parçaya ayırabilir. Etkisi ne kadar yüksek siz düşünün... Eh bir de adam melek...İntikam veya Koruyucu meleği ne farkeder ! İkinci bir dilek hakkım olsaydı şu an Patch yanımda,blog'umla uğraşmaktansa onunla takılabilirdim. :D
Will Herondale (Cehennem Makineleri / Cassandra Clare) : Sizi içine çeken bir çift mavi göz, gece karanlığı kadar siyah olan saçlar,özel oyulmuş gibi mükkemel bir yüz düşünün... Yazarken ben bile eridim. Cassandra'nın bir diğer başka 'fena' karakteri. Herondale sayesinde resmen kitabı okurken kanser oldum. Zaten bu seriyi okurken hayattan kopuyorum.Cassandra'nın hayal dünyasına altın bilet almıış gibi oluyorum. Will,hayatı umursamıyormuş gibi görünüyor ama içinde nasıl bir fırtına kopuyormuş da haberimiz yokmuş. Mekanik Pren's de onunla beraber bende yıkıldım diyebilirim.Ah,neyse...
Daemon Black (Lux / Jennifer L. Armentrout) : Yeni gözdelerimden biri. İlk başlarda fena gıcık olmuştum. Bu manyak Uzaylıya kim aşık olur ya,diye söyleniyordum.Evet,artık onlardan biriyim. Öküzün teki olabilir ama adam etrafındaki enerjisiyle insanı kendine çekiyor. Sadece yeşil gözleriyle bile beni kendisine çekmesi mümkündü. Uzaylı olması hiçbir şeyi değiştirmedi. Pisliğin teki de olsa,sinir bozucu da davransa Daemon Black,bebeklerimden biri oldu.
'Bones' Crispin Phillip Arthur Russell ( Gece Avcısı / Jeaniene Frost) : İsmi çok uzunmuş gibi görünebilir.Biz ona kısaca "Bones" diyoruz. :D Ama en güçlü ve eski vampirlerden biri. İngiliz olduğunu 'Arthur' ismiyle bile anlayabilirsiniz. Tipini betimlemek zor çünkü beyfendi kılıktan kılığa giriyor. Ama onu ilk okuduğunuzda, sarı saçlı,beyaz tenli,koyu renkli gözleriyle hayal edebilirsiniz. Kesinlikle kendinden emin biri. Ve yeri geldiğinde feci korumacı biri. Ama Bones, Ah Bones... Çook etkileyici biri.
Jace Hammond (Dönüşüm / Rachel Vincent) : Bu karaktere sarılıp,her şey yoluna girecek demek için nelerimi vermezdim... Dönüşüm serisini okuyanlardan bir çoğu Marc tarafında olup Jace'i dışlıyorlar. Belki de bu yüzden Jace karakterini çok seviyorum. Sevdiği kadın, çok yakın olmasa da iyi olduğu -Marc- arkadaşıyla beraber.Nasıl acı çektiğini siz düşünün. Bazı şeyleri umursamıyormuş gibi görünse de onun içinde de fırtınalar kopuyor.Ah, Jace Hammond gel Jane'in kollarına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder