Pages

12 Eylül 2013 Perşembe

Kitap Yorumu / Önerisi : Göçebe - Stephenie Meyer


    Stephenie Meyer, benim en sevdiğim yazarlardan biridir. Çünkü Alacakaranlık serisi sayesinde bir kitap kurdu olduğum gerçeği var. Bazı okuyucular her ne kadar o seriyi yerden yere vursalarda benim gözümde hala elmas değerinde bir seri. :D Bu yüzden, Meyer'ın bir diğer kitabı olan Göçebe'yi nasıl büyük bir hevesle aldığımı siz düşünün.
Kitabı tam liseye başlarken almıştım. İlk 50 sayfayı okudum ve o kadar sıkılıp bırakmıştım ki... Aradan 2 yıl geçtikten falan sonra tekrar okudum. Sonuçta en sevdiğim yazarın kitabı. Bir şans daha vermeden onu bırakamazdım. Ki kitap bitince "ben bu kitaba aşık oldum" dedim. Tamam ilk 150 sayfasında falan olayları anlamıyorsunuz, neler oluyor, nasıl bir şey bu diye söyleniyorsunuz. (Ya da ben baya söylenmiştim. Çünkü 'ağır' bir kitaptı. Belki şuan okuyor olsaydım daha iyi kavrar, daha çabuk bitirirdim.) Çünkü Stephenie, bu kitabında çok farklı ve etkileyici, anlaması biraz zor olan bir konu işlemiş. Şimdi kitabın konusundan bahsedeceğim. Ama umarım konuyu, kafanızı karıştıracak bir şekilde anlatmam. :D 

"Önemli olan yüzün değil, yüzündeki ifade; sesin değil, söylediklerin; bedeninin görünüşü değil, bu bedeni nasıl kullandığın. Sen kendin güzelsin."

Gezegenleri düşünün. Bu gezegenlerde serbest ruhlar var. Bu ruhlar, bir bedene girip, hayatını yaşamaya mecbur. Ve girdiği bedendeki kişiyi ele geçirmelidir. Yoksa 'ruh' yaşayamaz. Gezegendeki herkes de bu ruhların varlığının farkındalar ve onlardan kaçmaya çalışıyorlar. Gerektiğinde ya kendilerini ya da ruhları öldürüyorlar. Melanie ise sıradan bir genç kızdır. Ve sıradaki kurban Melanie'dir. Kitabın başında Göçebe adını verdikleri ruha beden aramaya başlıyorlar. Bu ruha Göçebe denmesinin sebebi ise şimdiye kadar 8 gezegende yaşaması ama hiçbir bedeni ele geçirememesidir. 
Göçebe, Melanie'nin bedenine yerleştirildikten sonra bir tuhaflık sezer. Ruh, bedene girdiği zaman o bedenin sahibinin varlığı resmen silinir, kaybolur. Ama Göçebe, hala Melanie'yi duymaktadır. Şöyle düşünün ; bir beyinde iki farklı ses. Aslında ne kadar zorlayıcı. Biraz empati kurup, düşününce ne kadar zor olduğunu farkediyor insan. Ben kitabı okurken resmen çıldırcaktım. :D Her neyse,  tabii Göçebe hem Avcısına hemde doktoruna bu konuyla ilgili bir şey demez. Ve Göçebe, gerçekten çok sempatik ve alçak gönüllü bir ruhdur. Melanie'yi duymak istemese de ona kulak verir ve onunla konuşmaya başlar. Tabii bizim asi kızımız Melanie, Göçebe'ye çok kötü davranır. Bazen bedeni ele geçirip, yönlendirir. Bu durumlarda Göçebe her ne kadar zor durumda kalsa da Melanie'yi anladığı için bir şey demiyor. Eğer, Göçebe şifacısına, hala Melanie'nin varlığını hisettiğini söylerse yine o bedenden başka bir bedene aktarılacak ve bunu istemiyor. Ayrıca bu durumda Melanie ya öldürülecek ya da başka bir avcı onu ele geçerecektir. 
Göçebe, bedeni ele geçirdikten sonra tuhaf rüyalar görmeye başlar ve birilerini özlediğini farkeder. Aslında rüyasında görüp, özlediği kişiler Melanie'nin erkek kardeşi Jamie ve erkek arkadaşı Jared'dır. Bir süre sonra Melanie, Göçebe'yi ikna ederek küçük kardeşini ve erkek arkadaşını bulmasını ister. Bu tek bedendeki çılgın ikili yola koyulur. Bir şekilde ruhların bulunduğu mekandan kaçarlar. Melanie, hafızasında yer alan anıları Göçebe'ye göstererek nereye gidiceğini gösterir. Uzun ve zorlayıcı bir çöl yolundan sonra Melanie'nin ailesinin izini bulur fakat Göçebe, içinde olduğu için onu tamamen ele geçirilmiş sanan Jared, onu saklandıkları mağarada bir yere kapatır. Ve gerçekten çok,çok kötü davrandı. Bir kızı vurup, öldürmediği kaldı. Göçebe her ne kadar asıl durumu anlatmaya çalışsa da Jared onu dinlemez. Jared'ı da anlıyorum. Sevdiği kızın bedeni, görüşü tam karşısında ama içinde başka biri var. Boş gözlerle bakan başka bir ruh...

"Yedi hayat tamamladım. Bu yedi hayat boyunca onun için bir gezegende kalmak isteyeceğim ya da gittiğinde peşine düşeceğim biriyle hiç karşılaşmadım. Hayatı paylaşabileceğim birini hiç bulamadım. Niçin şimdi ? Niçin sen ?" -Göçebe

Tabii bir süre böyle devam eder. Melanie, kahrolur Göçebe daha çok üzülür. Ve Göçebe'yi öldürmek isteyen tek Jared yoktur. Ian, diye bir piskopat var ki... Kızı neredeyse suda boğarak öldürecekti. 
Küçük kardeşi Jamie ise Göçebe'ye rağmen, hala ablası Melanie'ye ulaşmak için Göçebe'yle konuşup, sohbet eder.
Tabii Göçebe'nin kayıp olduğunu öğrenen Avcı ve ekibi onu aramaya koyulur. Sonrasında olaylar gerçekten baya karışıyor. Kitap baya kalındı ve yaklaşık iki yıl önce falan okudum. Sonlarına doğru olaylar karışsa da mutlu son ve bir sürprizle bitiyor. O sürprizi söylemek istemiyorum. Okuyunca bir şaşırıp, kalın. :D 
Kitabı gerçekten çok severek okudum. Konuyu kavrayınca hele çok zevk aldım. Stephenie Meyer'ın hayal gücüne hayran kaldım. Çok enteresan, değişik, ve etkileyici bir konu bulmuş. Gerek karakterler gerek olayların işleyişi kitabı dört dörtlük yapmış. Kitap tekrar elime geçince yine okumayı düşünüyorum. (Şuan da kitap küçük teyzemde. Konusunu ona da anlatınca dayanamayıp,aldı okuyor. :D) 

Gelelim kitabın, filmine. Şahsen bu filmden çok umudum vardı. Neyse ki hayal kırıklığına pek uğramadım. İlk günden gidip sinemada izledim. Kitap çok kalın olduğu için bazı yerleri atlamışlar ama bunlar çok gözüme batmadı. Çünkü kitaptaki ana hatlar aynen filmde de vardı. Melanie/Göçebe karakterini canlandıran oyuncuya bayıldım zaten. Karaktere cuk diye oturmuş. Jared'ı oynayanı hiç sevmemiştim ama ben zaten Team Ian'cıyım. :D Bunun dışında... filmi de çok güzeldi. İzlemenizi tavsiye ederim. Tabii öncelik kitap derim ama okumak istemeyip, filmi öncelik alırsanız da o sizin tercihiniz. :D
Geçen sene yazarımız, Göçebe'yi  üç kitaplık bir seriye çevirdiğinin müjdesini vermişti. Kitapların taslakları hazırmış. Hala da yazıyor sanırım. Şahsen devam kitaplarını çok ama çok merak ediyorum. Ama ne zaman çıkar, hiçbir bilgi yok. Bizde sabırla bekliyoruz. :D Kitabı okumanızı şiddetle, filmi izleminizi de mutlaka öneriyorum. :D

Sevgiler,öpücükler ; Jane

3 yorum:

  1. Tesekkurler.cok guzel ozetlemissiniz.neredeyse kitabi okumayi birakiyordum.simdi devam edicem.

    YanıtlaSil
  2. Ian, diye bir piskopat var ki... Kızı neredeyse suda boğarak öldürecekti. Yazmışsınız.
    O Ian değil Kyle :) benim favori kitabım dikkatimi çekti sadece. Ben de ilk 150 sayfaya kadar sıkılmıştım sonradan bağımlı oldum. Ama hala arada bir açıp okurum... :)

    YanıtlaSil
  3. Hala ikinci kitap hakkında bir bilgi yok değil mi ?

    YanıtlaSil