Pages

7 Eylül 2013 Cumartesi

Yabancı Dizi Önerisi : Supernatural


     Bir dünya düşünün. İçinde her türlü doğaüstü varlık ve güç var. Cadılar, vampirler, kurtadamlar, büyücüler, şeytanlar, melekler, kahinler ve daha adlarını hatırlamadığım çok ilginç ve mitolojik yaratıklar... Ve bu doğaüstü varlıkları avlayan iki kardeş var. Dean ve Sam Winchester'a merhaba deyin ! Günlerinizi, saatlerinizi hatta tüm hayatınızı ele geçirme gibi yetenekleri var bu iki kardeşin. Winchester Bağımlılığı diye bir şey var kesinlikle !
Sanırım en eğlenceli ve en zorlayıcı yazım bu olacak çünkü bu diziye, oyuncularına, konusuna, kamera arkalarına ve müziklerine resmen aşığım. Yaklaşık iki senedir takip ediyorum ve hala bende sıkılma gibi bir durum yok. Nasıl olsun ki ? Dean ve Sam Winchester gibi avcılar, Castiel gibi eşsiz melekler, bağımlayıcı müzikler olduğu sürece bu dizi daha çok devam eder. (Ki zaten şuan neden 9.sezonun çekildiğinin kanıtıdır.)
Amerikan yapımı diziler denince aklıma ilk Supernatural geliyor. Çünkü hayatımı kaplıyor resmen. Sezon finali olduğu zaman kamera arkası videolarına ya da fotoğraflarına gömülüyorum. Öyle etkileyici bir dizi ve ekip işte. Şuan 8 sezonluk olan diziyi nasıl anlatsam bilemedim. Konusu, çok farklı ve başka dallara kadar genişleyen bir türde. Genel olarak bahsedersem ; Sam, üniversitede okuyan zeki ve yakışıklı biridir. Dean ise serseri tipli, nerde kız, içki, yemek var o da oralarda takılan biri. Bir gün Dean, ava çıkan babasına uzun bir süre ulaşamayınca Sam'in yanına uğrar ve babalarının izini bulabilmek için onlarda ava çıkar. Sonrasında geri dönüşü olmayan bir yola sapmış olurlar. Yıllar önce anneleri, tavana yapışık bir şekilde yanarak ölmüştü. Bunu yapanın iblis olduğunu savunan babaları ise o günden sonra her zaman ava çıkar. Ve işte yıllar sonra bu ölüm şekli Sam'in kız arkadaşının da başına gelir. Ve bizimkiler sırt sırta verip, hem babalarını aramaya hemde aile geleneği olan doğaüstü varlıkları avlama dönemine başlarlar.
Avlanırlarken bir çok kasabaya uğrarlar, araştırma yaparlar ve sık sık kılık değiştirirler. Onları çoğu zaman FBI'dan biri olarak görsekte bazen üniversite öğrencisi, bazen de barda takılan boşu boş biri, rahip ya da kovboy olarak görmemiz mümkün. :D Tabii 8 sezon boyunca Winchester'ları habire avlanırken görmüyoruz. Başlarına neler neler geliyor. İblisler sadece başlangıç. Dizi, macera ve korku olduğu kadar duygusal, çok komik ve romantik sahneler de var. Ne yazık ki bizimkiler aşkta pek şanslı değiller. Hele ki peşinizde listesi bitmeyen bir düşman ordusu varsa... Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu dizi gerçekten sıkmıyor ve çoğu yerde öğretici ile olabiliyor. Bkz : intikam almaya gelen hayaletlerden tuz çemberi yaparak kurtulabilirsiniz. :D Şaka bir yana kardeşliğin ve beraberliğin önemi Winchester'lar sayesinde çok iyi anlıyoruz. Her ne kadar Dean umursamaz biri gibi görünse de her fırsatta küçük kardeşi Sam'i, kanatlarının altına alıp, koruyor. (Tabii Sam'in küçük kardeş olduğuna bin şahit ister. Dean onun yanında küçük duruyor. :D)
Dizi de sayamadığım kadar çok karakter var. Bazıları ölüyor, bazıları ölse bile geri dönüyor, bazılarıda bizi tatlı bir tebessümle başbaşa bırakıyor. Dean ve Sam dışında favori karakterlerim ; Cehennemin Kralı (?) Crowley ( ünlü repliği "hello boys"), kendileri bir melek olan Castiel, bizimkilerin babası gibi olan yaşlı, huysuz Bobby, 8.sezonda karşımıza çıkan ve kendini çoook sevdiren Charlie. Bunların dışında Jo'yu hala çok seviyorum. O da avcılardan biriydi. Lucifer ise melek görünümlü şeytan, yine de kendini çok sevdirdi.Sempatik insan. :D İlkten bizimkilere düşman olan ama sonradan yardım eden şeytan Ruby, kaçakçılık işiyle uğraşan Bela,  ve bir diğer şeytanımız Meg. Evet, baya sevdiğim karakter varmış. Hepsi yavrularım gibi ayrım yapamıyorum işte. :D
Soldan sağa ; Crowley,Castiel,Bobby,Charlie,Jo,Lucifer,Rubby,Bela,Meg
Neden Supernatural ? Çünkü baş karakterlerde hem komik hem çekici hemde çok eğlenceli olan Dean ve Sam Winchester var. Onun dışında... fantastik konusu çok ilgimi çekiyor. Bu dizide gerçekten bir çok şey öğrendim ama tabii gerçek hayatta denemeye kalkmadım. İşe yarayacaklarını pek sanmıyorum. :D Gözüm kapalı şeytan kapanı çizebilirim, karşıma tehlikeli yabancılar çıkarsa kutsal su fırlatabilirim, eh, melek ve şeytan bıçaklarını da kullanabilirim sanırım, melek işaretleri de hala aklımda. Bakın, gördünüz mü bende artık bir avcıyım. :D 
Dizi "doğaüstü" olan her şeyi kavradığı için bu kadar sezon devam etmiş ve ediyor da. O yüzden dizimiz de hiçbir sınırlama yok. Sezonları arka arkaya izleyince kafa karışıklığı olabilir ama ilk 3 sezon boyunca her şey normal. Sonrasında işler çok değişiyor. Zaten yavaş yavaş izleyin. Benim gibi birden izleyip, sabırsızlıkla 9.sezonu beklemeyin. :D



Diziden bu kadar bahsettim, gelelim oyuncularına. Dean'i canlandıran Jensen Ackles ve Sam'i canlandıran Jared Padalecki, gerçek hayatta da kardeş gibiler. Her etkinlikte beraber takılıp, ne kadar eğlenceli olduklarını gösteriyorlar. Zaten dizinin kamera arkası videolarını izlerseniz bu ikiliye bayılırsınız. :D Castiel'i canlandıran Misha Collins ise gerçekten çok çılgın bir adam. Bu üçlüye tapıyorum. Neyse ki gerçek hayatta da çok yakınlar. 
Bunların dışında... Dean Winchester'ın tarzını çok seviyorum. Bir Impala takıntısı var ki... sormayın. Sam'i bile gözden çıkarır o mükemmel,eski moda araba için. Müzik tarzı zaten... diziye beni bağlayan bir neden daha. Dizinin efsane şarkısı Kansas - Carry On Wayward Son. Milyon defa dinleyip, bıkmadığım bir şarkıdır. Ki dizinin diğer sezonlardaki soundtrack'ına mutlaka göz atın. Elmas değerinde şarkılar var. Tabii eski tarz müzik zevkiniz varsa.
9.Sezonu beklerken böyle bir yazı hazırlamak istedim. İçimdeki Supernatural aşkı bambaşka. Kafam estikçe favori bölümlerimi açıp, izliyorum. İnanın bana bu dizi sayesinde gerçekten bir avcı oldum !

Son olarak, Supernatural'ın kitapları da var. Ülkemizde de Artemis Yayınlarından bir kaç kitabı çıktı. Ama alıp,okumadım. Kitaplarının, dizideki bazı bölümlerin genişletişmiş versiyonları olarak duydum. O yüzden okumak gelmedi içimden. :D
Winchester'lara Sevgi ve Öpücüklerle ; Jane  

Dean'e Not : Dostum, sayende hamburger delisi oldum. Her bölümde sanki aşk yaşıyormuş gibi hamburger yemek zorunda mısın ? Senin yüzünden artık hamburgerlere, Dean diye hitap ediyorum. "Hadi bir Dean yiyelim." Turta aşkına hiç girmiyorum bile... 

2 yorum:

  1. mm yazıyı okudum bu muhteşem yazıyı :D muhteşem olmasının sebebi hissettiğim samimiyet tabii.. birazcıkta sayfaya göz attım ve yorum yapmak istedim :) yazıdaki giflerin ve fotoların ne kadar harika olduğunu es geçiyorum. asıl bahsetmek istediğim şey diziye başlayalı 10 gün oldu ve 3/10 dayım çoğu kişi olayların 4. sezonda başladığını söylüyo ee haliyle bende sabırsızlanıyorum bide meleğimiz diziye 4. sezonda giriyo o yüzdende bir an önce 4. sezona uçmak istiyorum :) buraya yorum yapmak istedim çünkü etrafımda diziden konuşabileceğim kimse yoktu. hiç olmadığı kadar samimi hissettiriyo dizi yani çocuklar.. en başta izlerken kahkahalara boğuluyorum daha ilk bölümden çok değişik bi his vardı içimde sanki bu adamlar her zaman benim hayatımdaymış gibi yani gülüşleri asık suratları mutlu mutsuz her anıları savaşçı ruhları avlanırken ki profesyonel halleri ve hareketleri herşeylerine bayılıyorum ve evli çocuklu iki adama aşık hissediyorum belki ileriki bölümlerde 4,5 :) acaba yazıyı nasıl bitiricem haha sabaha kadar onlardan bahsedebilecek gibi hissediyorum bazıları 10. sezondan sonra artık çok sıktığını ve dizinin artık bitmesi gerektiğini söylüyo Dean olsa "son of a bitch" falan derdi heralde bu tiplere asdfgh neyse umarım okursun yazı için eline ağzına yüreğine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette müthiş yorumunu okudum. Blog'a gelen her yorumu didik didik okuyorum. Seninkine de bayıldım. Canımsın! İyi ki keşfetmişsin. Yaşasın bir ben daha *-* Keyifli seyirler. Winchester'lara da selam olsun :P

      Sil