Serideki karakterlerin sanal ortamdaki halleri.Baştan ; Emma,Laurel,Mac ve Parker |
İlk defa bir Nora Roberts romanı okudum.Uzun zamandır okumayı planlıyordum zaten ve Y O R U M B A Z 'ın kitapları yollamasıyla Gelin serisine başladım. ( Bu konuda sonsuz teşekkürler Büş ! ) Fena başlangıç olmadı.Bazen gerçek hayat konulu romanları okumakta çok iyi geliyor. Serinin genel konusu şöyle ; Çocukluklarından beri sıkı arkadaş olan Mac,Laurel,Emma ve Parker büyüdükleri zamanda aynı dostluklarını koruyorlar ve ortak bir iş yapıyorlar.Evlilik organizasyonu. Mac,profesyonel fotoğrafçı,Laurel tatlı ustası,Emma çiçeklerden sorumlu ve Parker ise elinden gelen her işi yapan bir karakter.Vows adını verdikleri organizasyon işlerini Parkerların büyük malikanesinde gerçekleştiriyorlar.Her kitapta her birinin mutluluklarını,yaşamlarını okuyoruz.
İlk kitapta Mac ön planda.Onu tanıyoruz ve onun gözünden yaşamlarını okuyoruz.Bu 4 iş kadını aralarında süper görev dağılımı yapıyorlar ve ne olursa olsun her zaman beraberler.Mac,sorunlu bir aileden geliyor.Anne babası o 4 yaşındayken ayrılmış,babası özgür ruhlu bir insan olduğu için Avrupa'da geziyor.Annesi ise çok sinir bozucu bir kadın. 3 kere evlilik yapmış ve hala hayatının aşkını arıyor.Ve Mac ,dostları sayesinde hayatını normal yaşıyor.Daha sonra karşısına öyle biri çıkıyor ki...Aslında liseden beri tanıdığı Carter Maguire, şimdi gözünde daha farklı.İşte,olaylar o zaman başlıyor.Çünkü Mac birine bağlanmaya hazır bir kadın değil.Fakat Carter,onu öyle etkiliyor ki planladığı işlerde değişim oluyor.
İlk kitap başlarda beni biraz sıktı.Her zaman ilk seriye başlarken biraz sorunlar yaşarım.Yeni karakterler,yeni yazar,yeni olaylar ve bakış açıları...Gerçek hayat konulu kitaplarla başım o yüzden dertte ama üstesinden geldim.İlk 50 sayfasından sonra kitaba ısındım.Ve geceleri,oda arkadaşım oldu diyebilirim.Akıcı bir anlatımı vardı.Güçlü kadın karakterleri her zaman severim ve Mac'de öyle biri.O yüzden kitabı çok sevdim.Bir de 4 kadının aralarındaki dostluk beni çok etkiledi.Her seride sıkı dost bağları görmek zor.Ama bu seride imrenilecek derecede bir dostluk bağları var.
Kitabı öneririm.Özellikle boş zamanlarınız çok varsa çerez niyetinde okunacak tarzda bir kitap.
İkinci kitapta ise çiçeklerle iç içe olan Emma karşımızda. Bu sefer onun gözünden olaylara tanık oluyoruz ve Emma'yı daha yakından tanıyoruz.Kendini bildi bileli çiçekler,bitkilerle bambaşka bir bağ kurmuş durumda.Uzaktan bazen delidolu gibi görünüyor ama aslında çok narin bir karakter.Anne babasının aşkını o kadar çok benimsemiş ki kendiside hayatının aşkını arıyor.Tıpkı ailesindeki yaşanılan aşklar gibi...Ama ne yazık ki bu zamana kadar öyle bir aşka sahip olamamış.
4 baş kadın karakter dışında seride yakından tanımaya başladığımız bazı erkek karakterler bu kitapta daha çok ortaya çıkıyor.Carter'ı,Mac sayesinde tanıyoruz zaten.İngiliz öğretmeni ve klasik bir eş olacak tipte biri. Delaney Brown,Parker Brown'un erkek kardeşi.Kendisi bir avukat.Hafifte çapkın gibi ama Parker'ın dostlarına kardeş gözüyle baktığı gerçeği var elbette.(Hatta kasabada Del'in kızları diye bir laf geçiyor.O derece benimsiyor kızlarımızı :) Malcolm ise tamirci ve Del'in arkadaşlarından biri.Kendisi uzaktan biraz asi gibi görünebilir ama oldukça çekici biri.Grupta pek gözükmemekte ama ilerleyen kitaplarda baş karakterimiz olabilir... Ve son olarak Jack ise bu grubun mimarisi.Çapkın,serseri biri gibi.Ve Mac gibi o da birine bağlanmaktan korkuyor.Fakat Emma her zaman gözünde farklı.Jack,Del'in çok yakın arkadaşı olduğu için Emma'ya yakınlaşmaya çekiniyor biraz ama birbirlerinin arasındaki bağın farkedilmemesi imkansız.Kitapta elbette beraber oluyorlar ama Jack'in sorunları yüzünden olaylar farklı bir boyuta taşınıyor... Emma gerçek aşkını bulmuş gibi ama Jack'in duvarlarını yıkması lazım.
Üçüncü kitap ise acaip akıcı geçti.Aslında ilk başlarda biraz ön yargılı düşündüm.Çünkü serideki 4 kadın karakterden Laurel içlerinde en soğuk kişi gibiydi.Ama onun ağırlıklı olduğu kitabı okuyunca aslında cana ne kadar yakın biri olduğunu farkettim.Özellikle kendini bildi bileli Del'e aşık olması beni çok etkiledi.Yıllar boyunca başkalarıyla denemiş,beraber olmuş ama hiçbir zaman ondan vazgeçmemiş.Ve Del'de ona karşı bir şeyler hissetmemeye çalışmış.Çünkü Laurel'da onun 'kızlarından' biri. Ama artık dayanamadılar ve sonunda beraber oldular !!! Nasıl mutlu oldum anlatamam. :D Seriye çok alıştım.Sanki 4'ü de benim yakın arkadaşımmış gibi hissediyorum.Sorsalar bu nasıl bir karakter,biraz açıkla diye...gözümü yumup ağzımı açarım.Seri ilerledikçe bu grubu daha çok sevdim.Artık çiftler belli olmaya başladı. Mac-Carter,Emma-Jack şimdi Laurel-Del ve sıradaki çifti tahmin etmek zor olmasa gerek... Parker-Malcolm olacak.Zaten bu kitapta beraber olucaklarına ilişkin sinyaller aldım ve Malcolm'a daha çok ısındım.
Onun dışında bu kitapta Mac'in annesi Linda'ya daha da sinir oldum.Laurel'ı bile üzdü.Neredeyse Del'le aralarına bile girecekti.O derece uyuz bir kadın...Del'in varlıklı olması Laurel'la ilişkilerini biraz zedeliyor gibi ama kitabın sonundaki Del'in konuşması ve sürprizi...Ayakta alkışlanacak türdendi.Kısacası...Bu seriye bayıldım.Her karakteri,her bir kitapta doyasıya tanımak,görmek müthiş bir şey.
Dördüncü kitap, Malcolm ve Parker çiftini anlatıyor.En sabırsızlıkla beklediğim kitaptı diyebilirim.Çünkü erkek karakterler içinde en çok Malcolm'ı sevdim.Hafif serseri tarzı,rahat giyinimi,kendinden emin davranışlarıyla favori karakterlerimden biri oldu.Ve annesine bayıldım ! Çok içten,sempatik ve doğal bir kadın.Kadının hal ve hareketlerini okurken çoğu yerlerde güldüm.Malcolm o konuda çok şanslıydı diyebilirim. Parker ise grubun en düzenli en planlı ve en titiz karakterlerinden biriydi.Karşısına araba tamircisi,çoğunlukla lekeli pantolonlarla ve yağlı ellerle gezen bir adam çıkınca tuhaf oldu aslında.Ama Malcolm öyle çekici biri ki Parker bu durum karşısında tepkisiz kalamadı.İlkten ık mık etti ama sonra çok tatlı bir çift oldular.
Serinin son kitabında Mac ve Carter'ın düğünlerinide görüyoruz.Çok eğlenceliydi.Özellikle Vows'da kendilerinden birinin evlenmesi...tuhaftı ve okurken çok zevk verdi.Beni asıl etkileyen ise Malcolm'ın yaşamıydı.Geçmişte baya olaylar yaşamış ve kendi ayakları üstünde durmuş biri.Bu konuda Parker'la biraz zıtlar ama birbirlerini çekemeden duramadılar. :D
Bir Nora Roberts serisi bitirdim,sonunda ! Ve çok çok güzel bir seriydi.İçinizi ısıtan,yüzünüzü güldüren bazen gözlerinizi dolduran ve her kitabın sonunda bir iç çekişle kitabı elinizden bıraktıran bir seriydi. Artık yaz tatiline doğru girdiğimize göre kumsalda ya da evde okuyabileceğiniz ve memnun kalacağınız bir seri olduğu için kesinlikle öneririm.
Bu arada kadın karakterlerden en çok Laurel'ı sevdim ve benimsedim.Onun kitabını okurken evde habire kurabiye yaptım.Sanırım tatlı yapmayı sevdiğimiz için Laurel'ı diğerlerinden daha çok sevdim.Ama Del'in kızlarının hepsi mükemmel !
Malcolm kucağında bir cips paketi ve elindeki kolayla koltuğa yayılmış,televizyonda yakaladığı bir motor yarışını izliyordu.
Carter volta atıp duruyordu.
....
...
...
"Dökül artık."
"Sevdiğin birini bulduğunda,ama sonuna kadar sevdiğin biri ve o da seni sevdiğinde -tüm hatalarına,kötü özelliklerine rağmen, her şey sanki yerine oturuyor.Onunla konuşabiliyorsan, ve dinliyorsa , eğer seni güldürebiliyorsa, düşündürüyorsa, bir şeyler istemeni sağlıyorsa, gerçekte kim olduğunu görmeni sağlıyorsa, ve olduğun kişi daha iyiyse, sadece onunlayken daha iyiyse, hayatının geri kalanını onunla geçirmek istememek delilik olur."
Carter şaşkın bir tavırla güldü. "Geveliyorum değil mi ?"
"Hayır." Duyduğu şeyler içinde bir şeyleri harekete geçirirken Mal başını salladı. "Senin adına çok mutlu oldum Carter.Sen çok şanslı bir herifsin."
Ya şöyle okkalı bir yorum yazmak istiyordum ama, üşeniyordum.Sen yazmışsın,pek de cici yazmışsın hiç gerek kalmadı.Baştan hatırladım mutlu oldum. :D
YanıtlaSilBunu duyduğuma sevindim işte :D Sayende okundu ve yorumlandı.
SilBu seri Nora nın en sevdiğim serisidir ve beni benden alan seridir diyebilirim kısa sürede bitirmiştim 4 lü set halinde almıştım çünkü benimde hayalimde düğün planlamacısı olmak var tam bana göreydi Benim için ilk Carter gelir ardından Delaney bayılırım ikisine de Emma nın kitabını okumama rağmen Jack benim için hala muammadır ısınamadım çocuğa ki Emma favori kızımdır aralarında
YanıtlaSilArkadaşlıkları aşkları çok hoşuma gitmiştir Nora Roberts a sonsuz teşekkürler böyle bir seriyi bizimle buluşturdu
Son bir ekleme yapıyorum en üstteki resim Mac ve Carterin hikayesini anlatan oyun oyunu vardır ve ben çok severim mutlaka bulup indirmeli ve oynamalısın eğer bulamassan bana mesaj atman yeterli ben sana adres verebilirim
YanıtlaSilAyy adresi isterim ! Tahmin etmiştim bi oyundan falan olduğunu. Adresi yollarsan çok sevinirim. :D
SilTabi hemen veriyorum
Silhttp://hiddenobject.blogspot.com.tr/2010/02/nora-roberts-vision-in-white.html
Bu adresten indirebilirsin :)
Bi şey sorucam ben bu yazarın ölüm serisinden Bi kaç tanesini okumuştum ama karışıkta olsa anlamıştım ben bu seri hakkında bilgi sahibi değildim
YanıtlaSilYazarı bildiğim için almıştım kalemini seviyordum ama 2. Kitabı almışım. Şimdi bu kitabı okusam sıralamaya göre olmasa da anlayabilir miyim?