Diğer vampirlerin de bana ihtiyacı vardı. Bu yüzden güvendeydim. Yani bir ölçüde. Genellikle. Bazen.
Bir Sookie Stackhouse kitabını da bitirmiş bulunmaktayım. Okurken yine çok eğlendim, kahkaha attım, sinir oldum, birilerine kazık saplamak istedim, Sookie'nin çektiği acıları resmen bende yaşadım, Eric'e sulandım falan derken bir baktım kitap bitmiş. Hadi bakalım Jane yine boşlukta süzülsün.
Şanslı ben, daha okuyacak yedi tane Sookie kitabı var. Onları alırsam benden mutlusu olmaz. Bunun için dört gözle fuarı bekliyorum.
Tırnaklarımı kontrol ettim. Gayet iyi görünüyorlardı. Sonra düşündüm de amma duygusuz bir kadındım. Az evvel ölü bir adamı ormana atmıştım ve şimdi tüm düşündüğüm turnaklarımdı. Kendimden nefret ettim.
Kulüp Ölüsü'ne gelirsek... İlk iki kitaba göre çok daha rahat okudum bu kitabı çünkü artık karakterleri çok iyi tanıyorum, yazarın hayal gücüne ve diline alıştım. Ki zaten seri giderek güzelleşiyor. Bu açıkça belli. O yüzden sanırım şuan Kulüp Ölüsü, serideki favori kitabım. Bunun sebebini daha sonra açıklayacağım. :D
"... kavgada mı öldürdün ?" Eric'in yüzündeki sırıtış şimdi daha da genişlemişti. İlk çocuğunun Shakespeare'dan ezbere bir pasaj okuduğuna şahit olmuştu sanki, öyle gururlanmıştı.
"... kavgada mı öldürdün ?" Eric'in yüzündeki sırıtış şimdi daha da genişlemişti. İlk çocuğunun Shakespeare'dan ezbere bir pasaj okuduğuna şahit olmuştu sanki, öyle gururlanmıştı.
Sookie, bu kitapta hem ihanete uğruyor hem dost ediniyor hem dayak yiyor hemde canı çıkıyor diyebilirim. Kitabın arka kapağında kocaman "Bill, onu aldatıyor." yazısı olduğu için burada rahatlıkla nefret ettiğim Bill'in, ihanetinden doya doya bahsedebilirim. Gizli bir iş için eskiden beraber olduğu Lorena'yla yeniden beraber olan Bill, bu sefer cidden başına büyük bir bela alır ve kaçırılır. Bu fırsatı değerlendiren Eric Northman -adamım- ise başrolü kapar. :D Hem Sookie'ye Bill'in ihanetinden bahseder hemde başının belada olduğunu söyler. Benim tatlı, sevimli ve bir o kadar aptal Sookie'm, Bill'in yaptıklarına rağmen onu kurtarmayı kendine görev bilir ve yine ateşe atlar.
"Duygularım olmasından hoşlanmıyorum." dedi Eric. Bu, en sert son söz olmaya adaydı.
"Duygularım olmasından hoşlanmıyorum." dedi Eric. Bu, en sert son söz olmaya adaydı.
Ama bu sefer Eric yerine Alcide yanında olur. Kim bu Alcide ? Hemen seve seve anlatayım. Kendisi bir kurtadam. Bu yüzden uzun boylu, kaslı, iri yarı falan, kıvırcık saçlı tipinde ve yeşil gözlü ! Yeşil gözlü karakterlere ayrı bir takıntılığım olduğu için Alcide'yi resmen koruma altına aldım. :D Alcide, dışardan soğuk biri gibi görülebilir ama sohbet edince ve biraz yakınında olunca aslında ne kadar eğlenceli, düşünceli ve zevkli biri olduğunu anlayabilirsiniz. Ki bunu Sookie'de farkediyor. Alcide, hayır için Sookie'ye yardım etmiyor elbette. Eric'e borcu olduğundan dolayı bu olaya dahil oluyor. Bence çokta iyi oluyor. Çünkü Sookie & Alcide ikilisini sevdim. Dost olarak !
Bill'i kaçıran adamları bulabilmek için Jackson, Missippi'ye gidiyorlar. Ki orada o kadar çok olay oluyor ki... Okurken başım döndü. Ama en çok okurken eğlendiğim yer ise Alcide ve Sookie'nin evlerinde buldukları bir kurtadam cesedini saklama sahnesiydi. Okurken hem heyecanlandım hemde onların o hallerine baya güldüm. :D Bunlar olup biterken tabii Eric hep etraflarında yer alıyor. Her fırsatta Sookie'nin dibindeydi zaten. Sookie&Eric çiftinin olmasını o kadar çok istiyorum ki... Bu gidişle Northman, kızı elde edecek kesin. Bu kitapta neler neler yaptı. :D Meraktan çatlayın biraz.
Sookie, hem kurtadamdan hem Lorena'dan öyle dayaklar yedi ki... Artık "yeter, kızın canını çıkardınız" diye isyana bağladım. O acı çektikçe bende acı çektim. Sookie, iyi dayanıyor yani. İlk üç kitaptır kız hayatında yemediği kadar dayak yedi, acı çekti, süründü... Hemde bunları hep o nefret ettiğim Bill yüzünden yaşadı. Valla, seriyi ilk okumaya başladığımdan beri onu sevemez olmuştum ama bu kitapla beraber nefret eder oldum. Biri eline kazık alıp, benim yerime Bill'e geçirsin. Sookie'nin de kör gözleri sağlıklıya dönüşüp, gözünün önündeki miss gibi Eric'i görsün. Çok mu şey istiyorum, arkadaşlar ? :D
Gözlerimi açtım ve üç endişeli erkek yüzünün üzerime eğilmiş, merakla beni süzdüğünü gördüm. Eric, Alcide, Bill.
"Üç silahşorlar." dedim.
"Hayal mi görüyor ?" diye sordu Eric.
"Sanırım bize gülüyor." diye cevapladı Alcide.
Herneyse, kitabın sonunda, Sookie öyle bir şey yaptı ki okurken kahkaha attım resmen. Bu kızın zeki ve esprili olmasını ayrı seviyorum. Ve bu kitapta Bubba ve Pam'i daha çok sevdim. İlerleyen kitaplarda daha ön planda olurlar umarım. ( Bubba ; Amerikalı Pop şarkıcısıymış ama vampir olduktan sonra biraz deli tavırlarında doluşan biri olmuş. Yine de çok sevimli ve itaatkar biri. Pam ise beyaz denilecek kadar düz, sarı saçlara sahip ve Eric'in yardımcılarından biri. Bu kızın da espri anlayışını çok seviyorum.)
"Oraya tekrar gitmek çok aptalca," dedim. "Telefon açmaya ne dersiniz ?" İkisi de sanki aniden kurbağaya dönüşmüşüm gibi bana baktı.
"İyi fikir," dedi Eric.
Gelecek Sookie kitabında görüşmek üzere. O zamana kadar Sookie'yle kanka olmak, Eric Northman'la randevuya çıkmak ve Bill'i kazıklamak istiyorum. :D
Sevgiler, öpücükler ; Jane
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder