Geçenlerde Twitter'dan biriyle sohbet ettim. Tek ortak yanımız Supernatural. Ama öyle çok sohbet ettik ki kızla, uzaktan görseniz bizi, bezliyken bile arkadaşmışız gibi falan. :D Sonra bu yazıyı yazmak geldi içimden. Blog'u takip edenler, okuyanlar falan varsa bana ulaşsınlar her şeyden konuşalım, bilgi alışverişi falan yapalım. İnternet ortamındaki böyle sohbetleri çok seviyorum. Çevremdeki insanlarla bile bu kadar samimi, içten sohbet ettiğimi hatırlamıyorum. Çünkü gerçek hayatta insanlar gerçek konulara odaklanıyorlar. İnternet ortamında ise hayal dünyamız da ne varsa ona odaklanıyoruz. Ve inanın bu bana ilaç gibi geliyor.
Zaten hayatımız yeterince gerçek. Biraz da doğaüstü olaylarla takılalım değil mi ? Sadece Supernatural'da değil. Hollywood ünlüleri de olabilir. Tamam onlarda bizim gibi canlı kanlı insanlar ama yaşam tarzları çok farklı ve bu yüzden dikkat çekiyorlar. Ordan oraya ülke geziyorlar, milyonlarca hayranla buluşuyorlar ya da ne biliyim hiç tanımadığınız insanlar fotoğraflarını çekip, imza istiyorlar.
Bu yazıyı yazma amacım ise ortak yönleriniz çok olan insanları bulun ve bırakmayın. Bu konuda Twitter ve Tumblr benim kurtarıcım. Öyle insanlarla karşılaşıyorum ki, kendi kendime " Allam, böyle düşünen tek değilmişim. Yaşasın." diyorum. Ve bu bana daha çok güç veriyor. :D
Çevremdeki insanlara göre asosyal bir insan olabilirim. Öyle olmayı da seviyorum. Ama sanal ortamda öyle bir çenem açılıyor ki... Zaten benim sorunum da bu. Kendimi yazarak ifade ediyorum. Normal konuşurken, aklımdakileri aynen karşıma nakledemiyorum. Bir kıtlık geliyor bana, kendimi aciz hissediyorum. Aslında benim yöntemim yazmak. Yazarak kendi terapimi yaratıyorum resmen.
O yüzden internette ortak yönlerim olan insanlara direk yapışıyorum. Çok şükür ki karşımdaki insanlarda benim gibi olup, onlarda bana öyle davranıyorlar ve bir bakmışım yeni dostluklar, mutluluklar, sevinçler... Şimdiki en iyi arkadaşımı bile ben internetten tanıdım. :D İlk blog'um Wampirob sayesinde yüzlerce kişiyle tanıştım. Hatta hala bazılarıyla görüşüyorum ama içlerinden birisi nerdeyse 5 yıldır en en en iyi arkadaşım. Onunla o kadar benzer özelliklerimiz var ki... Fiziksel olarak çok zıtız ama beyinler ortak diyebilirim. :D Aynı tür kitapları okuyoruz, hemen hemen aynı tür müzik dinleyip, film izliyoruz. Zaten izleyecek, dinleyecek ya da okuyacak bir şey bulamadığım da direk ona mesaj atıp "ikiz yardım et" diyorum. Evet, birbirimize ikiz diyoruz. Çünkü resmen ruh ikiziyiz. Artık bu arkadaşlıktan öteye gitti zaten. Özel günlerde birbirimizde kalmalar, hediye almalar, aileler zaten alıştı bize. Bu dostluğun en güzel yanı ise her gün mutlaka konuşuyoruz. Bizde konu bulmak çok kolay. :D Bir karakter ismi, bir film adı ya da en basitinden bir klip izleyerek bile saatlerce konuştuğumuz zamanları hatırlıyorum. Bir gün birbirimize mesaj atmasak içimde kocaman bir boşluk oluyor. Bu kadar çok iyi anlaşmanın kötü yanı ise uzakta kaldığınız da "keşke şuan yanımda olsaydı" dediğimiz zamanlar. Çünkü normalde zaten birbirimizden baya uzak oturuyoruz. Araya bir de üniversite girince daha da uzaklaşıyor her şey. Ama biz klasik geleneği bozduk. "Ah canım benim, şimdi o üniversiteye gitti. Yakın zamanda unutacaksınız, kopacaksınız. Dostluğunuz buraya kadarmış." lafları bize işlemedi. :D En çok buna mutluyum. Bu birazda aradaki bağın gücüne bağlı.
Şimdi bunları neden yazdım ? İnternetten biriyle tanışıp, görüşmek, yakınlaşmak her zaman "acaba?" sorusunu getirir. Elbette löp diye birine güvenemezsiniz. Ama kaderiniz de var olan şeyi de değiştiremezsiniz. ( Lost'tan John Locke'a gönderme yapıyorum.) Demek istediğim, eğer gerçek hayatta kendinizi yalnız hissediyorsanız sizi anlayan, sizinle eğlenip, sizi güldürebilen, her sohbet ettiğiniz de size güç veren, yeri geldiğinde cesaretlendiren, umudu ve ümidi yanınızdan eksik etmeyen insanları nereden bulursanız bulun onları bırakmayın ve aranızdaki sıkı bağın gevşemesine izin vermeyin. Ben liseden sonra çok sıkı bağlar kurdum insanlarla. Ve lise bitmesine rağmen hala devam ettirdiğim, yeterince dostlarım var. Bunların bazıları çevremden, bazıları internet ortamından.
Benimle ortak yönlerinizin olduğunu düşünüyorsanız zaten ben burdayım. :D Her zaman hobilerim hakkındaki sohbetlere açığım. Ki sanırım en severek yaptığım şey bu. O yüzden Twitter'dan birini görünce anında sohbete başlıyorum. İçimdeki o açlığı dolduruyorum. Kendinizi yazıyla ifade edin, insanlarla iletişim kurun. Yeni insanlardan yeni şeyler öğrenin. Zaten bu blog'u kurma amacım da bu. Kendimi yansıtan bu blog sayesinde yeni insanlar tanıyıp, yeni şeyler öğrenmek istiyorum. Sanırım bu yazıyı da bu nedenlerden dolayı yazdım. Blog'daki yazılarımı az çok okuduysanız zaten nasıl bir tarzım olduğunu tahmin etmişsinizdir. "Şu kitap hakkında konuşalım mı Jane ?" dediğiniz de emin olun size mutlaka geri dönerim. Zaten çok geniş kitleye hitap eden biri değilim. Diğer blog'lar gibi insanlarla arama mesafe koymayı da sevmem. "Yaş kaç, ne okuyorsun, nerde yaşıyorsun..." gibi klasik sorulara bile içtenlikle cevap veririm. :D Wampirob'da bazı ziyaretçiler uzaktan benim ne kadar soğuk kalpli biri olduğumu daha sonra konuşunca ne kadar sıcakkanlı biri olduğumu farkettiklerini söylediklerin de şaşırmıştım. :D Jane'in yüzünü bu blog'da rahatlıkla görebilirsiniz.
Eh, bu yazımda biraz saçmaladıysam affedin. Arada böyle patlamalar geliyor bana. Ancak yazarak sönüyorum. Bir dahaki "saçmalamamda" görüşmek üzere !
Sevgiler, öpücükler ; Jane
Bu samimi yazından çok hoşlandım. Bende sevdiğim kitaplardan dizilerden filmlerden konulardan sonsuza kadar konuşabilirim :D Seninle konuşmak isterim zaten blogunu keşfettiğim anda tamda anlayabileceğim bir insan demiştim bu yazıda tam üstüne geldi sende konuşmak istersen buraya cevap yazar mısın? Çok mutlu olurum :) Tess Gerritsen okudun mu? Blogunda aratdım ama bulamadım. Eğer tıbbi gerilim seviyorsan okumalısın bence ;) Adım Sena bu arada.
YanıtlaSilMerhaba Sena :D Her sosyal ağ hesaplarımdaki adım Jane Wampirob. Oralardan ulaşabilirsin. Ya da e-mail kullanıyorsan nazlicankabatas@hotmail.com ile iletişime geçebiliriz. Tess okumadım ama bu yıl okumayı planladığım bir yazar. Sanırım bu yıl bol bol gerilim-polisiye okuyacağım. :D
SilŞey o anlayabileceğim değil de anlaşabileceğim olacaktı. Bilgisayar düzeltmiş. Ben sosyal ağ kullanmadığım için mailden ekliyorum hemen :) Bu arada çantalarına isim veren de benim :D
Sil