Pages

31 Mart 2015 Salı

Kitap Yorumu: Kıyamet Sonrası - Susan Ee


"Bazen paranoyak olmak, gerçekten de hayatınızı kurtarabiliyordu."

Merhabalar...

Sanırım ilk defa az önce bir kitabı 'sonunda bitirdim' diye dans ettim, mutlu oldum. Hayal kırıklığı, azimle bitirme mutluluğu ve sıradaki kitapların heyecanını yaşıyorum şuan. Siz siz olun, serilerden çok fazla bekletiniz olmasın. Sonra benim gibi tuhaf biri olabilirsiniz.

Susan Ee'nin Meleğin Düşüşü kitabı bir harikaydı. Gerçekten, yazarın ilk kitabına aşık olmuştum. Kitabın kapağına, kurgusuna, karakterine, anlatım tarzına... Her şeyiyle mükemmel gelmişti. Hatta sonu da çok fena bitmişti. Blog'da yazarken bile heyecan yapmıştım. İkinci kitap için çıldırıyordum. Ve sonunda sahafta tam yarı fiyatına aldım. Nasıl mutluyum ama... Okumaya kıyamadım ilkten. Sonra Mart'ın ortasına doğru elime aldım. Sınav başlamadan önce başlayayım diye. Kitaba başladım ve resmen ilerleyemedim. Tıkandım kaldım. Kitap ilerlemeyince kendimi Hannibal'a verdim. Kısa sürede o da bitince kitaba tekrar dönüş yaptım ve gerçekten büyük bir azimle bitirdim. Üstümden yük kalktı.

Şimdi gelelim kitabın içeriğine. Okuyanlar nasıl yorum yaptı bilmiyorum ama açıkçası ben sevmedim ve boş boş okudum. Geneli kötüydü, bir tek sonlara doğru heyecanlı ve akıcıydı. Çünkü Raffe geliyor!

"Silinip giden bir rüya gibi karanlıkta gözden kayboldu."

İlk kitabın sonunda Penryn, akrepler tarafından sokulduğu için kısa süreliğine felç geçirmişti. Raffe de onu öldü sanıp, annesine bırakmıştı. Olaylar aynen kaldığı yerden devam ediyor. Ama biraz sıkıcı... O günden sonra Raffe ortalarda gözükmez. Penryn ise bir süre sonra kendisine gelir. Çatlak annesiyle ve canavara dönüşmüş kardeşi Paige ile ilgilenmeye ve bir yandan da hayatta kalmaya çalışırlar. Melek istilası hala sürmektedir. Direniş ekibi yine iş başındaydı. Dee-Dum ikizleri yine yapacaklarını yapıp, sizi kitapta güldürüyor. Ama bir süre sonra olaylar karışıyor. O kadar çok olay arka arkaya gelişiyor ki bir ara cidden takip edemedim. Ya da bana sıkıcı geldiği için çok odaklanamadım. Penryn, tek başına olayları anlatınca sıkıcı oluyormuş onu anladım. Raffe kurgunun içinde yer almayınca kocaman bir boşluk oluştu ve okumak zorlaştı benim için. Kitabın yarısından fazlası Penryn ve hayatta kalma çabaları ile gelişti. Birkaç sahne akıcıydı. O da kurguya komiklik ve heyecan kattığı için. Taa ki kitabın sonlarına doğru Raffe gelene kadar. Gelişi bile etkileyici, heyecan verici, el çırptıran türdendi. :D Onun olduğu bölümleri okurken daha canlıydım. 

"Kollarında olmak, asla sahip olamadığım yuvada olmak gibi bir histi."

Açık konuşacağım, bir kitapta romantik ya da aşk tarzında minik bir şeyler bile olmadığı sürece o kitap bende gitmiyor. Tıkanıp, kalıyor. Bunu kabullenmek istemezdim eskiden. Kitap illa romantik sahnelerden oluşsun istemiyorum elbette ama iki insanın arasındaki o iç ısıtan bağı okumak bambaşka oluyor. Her şeyi değiştiriyor. Raffe'nin minnacık korumacı hareketi bile kitabı renklendiriyor, daha akıcı yapıyor. O yüzden bu kitabı çok sevemedim. Ana karakterimiz son anda geliyor ve zaten sonra kitap bitiyor. Ne anladım ben bu işten ?

Yine de bu seriyi seviyorum. :D Ben de ayrı dengesizim. Kitap beni günlerce süründürdü ama hala seriyi seviyorum. Son kitabı sabırsızlıkla olmasa da bekleyeceğim ve merakla okuyacağım. Bu arada seri 5 kitaptan oluşacaktı ama yazarımız 3 kitaba düşürmüş ve son kitap da Mayıs ayında yurt dışında çıkacak. Bizde de Dex çok bekletmez ve Haziran sonu gibi çıkar diye umut ediyorum.

Kitabın genelini sevmemiş olsam da bir yerde çok güldüm ve karakterleri sevdiğimi fark ettim. Penryn ve Raffe'nin melek kılıçları hakkındaki komedi sohbetini okumalısınız. Penryn umursamaz davranırken Raffe resmen kılıcı babasıymış gibi koruyordu. Kitaptaki tek favori sahnem o oldu. :D Ve şunu da ekleyeyim, bu kitabın esas odak noktası melek kılıcıydı. Daha doğrusu Raffe'nin kılıcıydı. Size sürpriz şeyler sunabilir. 

İkinci kitap yüzünden ilk kitaba başlamama gibi bir hata yapmayın. İlk kitap cidden çok güzeldi. Seriye başlayamayanlar bu lezzetli kurguyu kaçırırlar.

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki kitabım eğlenceli olur diye umut ediyorum. Başladığım zaman fotoğrafını blog'da ve Instragram'da paylaşırım.

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder