Pages

29 Mayıs 2014 Perşembe

Kitap Yorumu: Lux 4 - Köken / Jennifer L. Armentrout


Bir şeyi kendini kaptırdığında, yapman gerekeni yapmaz, söylemen gerekeni söylemezsin. Ancak iş işten geçtikten sonra şunu yapsaydım,bunu söyleseydim diye yanarsın. -Daemon

Nereden başlasam acaba ? Lux serisinin güzelliğinden mi, her kitapta heyecanın daha da arttığından mı, yazarın hayal gücünün giderek uçtuğundan mı yoksa bu kitabın nasıl bir tatlı dehşet olduğundan mı ? Hepsine değineceğim. Bu yazıda bol bol içimi dökeceğim. Çünkü bu seriye giderek daha da aşık oluyorum !

Öncelikle, bu yazıyı okumadan önce eğer Lux serisini okumayan biriysen hemen git, ilk kitabı kap. Sonrasında hayattan kopacaksın zaten. Zamanını burada boşuna harcama. :D 

Yazı makinesi gibi olan yazarımız, serimizin bir önceki kitabın sonunu gerçekten şok edici bir şekilde bitirmişti. Hatta o şaşırtıcı son için "resmen uzaylı bir film izliyormuşum gibi hissettim" demiştim. Bu kitabın sonu için ise "Cidden bilim kurgu bir filminin sonu gibi! Gözümün önünde o anı yaşamış gibi canlandırdım!" diyebilirim. 

Bazen ucuzluyordu sözcükler. Yeri geldiğinde çok kudretli olabiliyorlardı ama bunun gibi nadir durumlarda, sözcükler değersizdi. -Daemon

Yazarımızın kitapları bana her ne kadar ince gibi gelse de (400 sayfadan aşağı kitabı da yok ki) her yapıtı dolu dolu. Heyecan hiç durmuyor, habire sizi diğer sayfaya sürükleyen cinsten kitaplar yazıyor. Açıkçası bu kitabı okurken ilk yarısı biraz maraton gelmişti. Hep böyle mi devam edecek derken aksiyon hiç durmadı. Ki o ilk yarısı da aslında çok iyi düşünülmüş ama ben sonradan değerini anladım. :D Sanırım en yorgun zamanlarımda okudum o bölümleri. Neyse.

Kitabın içeriğine gelirsek... Bir önceki kitabın sonunda bizim çılgın grubumuz, Blake tarafından tuzağa düşürülüp, Daidalos'a yem oluyorlardı. Yol ikiye ayrılıp, Katy, Daidalos tarafından ele geçirilmişti. Bu kitapta ise her şey kaldığı yerden devam ediyor. Bu sefer hem Daemon'ın hem de Katy'nin gözünden olayları okuyoruz. Daemon, delicesine aşık olduğu Katy'i kurtarmak için yerinde duramaz. Ailesi tarafından kilitlendiği kulübeden bile kaçar ve soluğu Luc'un yanında alır. Luc, ona bir şekilde yol gösterir. Ve asıl macera başlar.

Onda, daha önce gerçek hayatta hiç görmediğim, ancak sevdiğim kitaplarda okuduğum türden, erkeksi bir güzelliği vardı. -Katy

Katy ise Daidalos'un acımasız ellerindedir. Bir Luxen tarafından Melez'e çevrildiği için ilgi odağı olmuştur ve üstünde birçok deney yapmaya başlarlar. İşkence dolu, can acıtı sahneler vardı. Katy bu kitapta gerçekten çok acı çekiyor ve her şeye rağmen akıl sağlığını koruyor.  Bunların sonucunda zaten asi ve daha güçlü bir Melez haline geliyor.

Kitabın genelinde hem heyecan verici hem de aksiyon dolu sahneler vardı. Ve yazar bu kitapta birçok bilinmeyini ortaya çıkarmış. Yepyeni şeyler öğrenmek mümkün. Ve bu yeni bilgiler gerçekten hayret verici. Ben baya etkilendim. Kitabın isminin de nereden gelmiş olduğunu anlayacaksınız. :D

Kitaptaki bazı karakterler ölüyor. Ben çok üzülmedim ama okurken suratım asılmadı değil. Yine de boşuna ölmediler. Birilerini korurlarken öldüler...

Bunların dışında... Kitapta yeni karakterler görmek mümkün. Archer, Daidalos'da yer alan bir asker. Ama göründüğü gibi biri olmadığını tahmin etmiştim. Çok eğlenceli, ağzı laf yapan ve insanların akıllarını okuyan bir yakışıklı. :D Luc'dan sonra yan karakter olarak Archer'ı çok sevdim. Gelecek final kitabında bolca yer alacağını düşünüyorum. Çünkü aslında o çok önemli biri. Bu kadar bilgi yeter. :D

Archer ve Dee'nin ilk tanışma sahnesinden;
-Ben Dee Black. Daemon diye bilinen öküzün kız kardeşiyim. Ama muhtemelen biliyorsundur zaten."
"Onun öküzlüğünü mü, kardeşin olduğunu mu?" diye masum bir şekilde sordu Archer. "İkisinin de yanıtı evet."
Daemon'dan etrafa buram buram ısı yayılıyordu. "Kız kardeşimin elini bırakmazsan ağzını burnunu kıracak bir ağabey ben miyim? O sorunun yanıtı da evet."

Kitabın geneline bakarsak... Tahmin ettiğim birçok sahne vardı. Yine de bu kitabın heyecanını bozmadı. Bol bol Daemon & Katy ikilisini okumak mümkün. Romantizmi dolu dolu yani. :D Aksiyonun yanında komedi de eksik kalmamış. Birçok sahnede kahkaha attım. Ve bu kitapta cidden şaşırmaya hazır olun. İhanet edenler mi dersin, ölen kişilerin şoku mu dersin yoksa "aow, şimdi ayvayı yediler" mi dersin... Neler yok ki.

Kitabın sonu ise ayrı bir olaydı. Şimdi doya doya anlatmak isterdim ama cidden gidip, okumak lazım. Final kitabında neler olacağını bilemiyorum. Bu yazarın neler yapacağı belli olmaz. Ama müthiş bir kurguya sahip olacağına inanıyorum. Çünkü hayal dünyasında kullanacak birçok malzeme var. Ben bile yazabilirim şimdi. :D Ahaha, şaka bir yana cidden final kitabında her şeye hazırlıklı olmalıyız.

İşte böyle. Final kitabı yurt dışında Ağustos'da çıkıyor. Bizde de hemen hemen o zamanlarda çıkar diye düşünüyorum. Dex Yayınları, o konuda hızlılar. Aslında final kitabına kadar Köken'i okumayacaktım ama artık dayanamadım. Artık 3 ay Daemonnnnn diye sürünürüm. :D

Sevgiler, öpücükler: Jane

Not 1: Daemon'ın gözünden okumak hem çok değişik hem de çok eğlenceliydi. Gerçekten korumacı ve delicesine aşık bir karakter. :D 

Not 2: Yazarın "Saplantı" kitabındaki Hunter karakterini Köken'de çok kısa bir şekilde görebilirsiniz. Güzel bir uyum sağlamış yazar.

Not 3: Kitabın ismi kadar kapak fotoğrafı da kitabın içeriğiyle cuk oturuyor. Olayların bir kısmı Las Vegas'da geçiyor ve o sahnelerden biri resmen kitabın kapağına yansıtılmış. Ayakta alkışlıyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder