Pages

26 Ağustos 2018 Pazar

Kitap Yorumu: Pir-i Lezzet - Saygın Ersin

Merhabalar

Nasılsınız? Ben ikinci kez teyze olduğum için bu aralar hayatım bol koşuşturmalı. Ama tabii ki kitap okumadan geri kalmıyorum. Bebek bakıcılığı yapmadığım zamanlar -genellikle akşamları- kitaplarıma koşuyorum. Benim bebeklerim de onlar işte. 😊

Blog'a yazacağım yazacağım deyip de yazamayanlarda bugün: Enfes bir kitapla geldim. Öyle böyle değil. Okurken adeta taptım!!!
Saygın Ersin, daha önce tanıdığım bir yazar değildi. İşe başladıktan sonra keşfettim ve Pir-i Lezzet'in diğer dillere çevrilmesine adeta şahit oldum. Sonra dedim ki "Neden hala okumadım?" En son İngilizce yayımlandıktan ve baskı kopyaları ofise geldikten sonra kitabı okumaya başladım. (Kitabı Türkçe okudum.)
Mest oldum mest... Hiç bu kadar iyi olacağını hayal etmemiştim. Kitabı okuduktan sonra yazarla oturup, saatlerce sohbet etmek istedim. Bu kurgu nasıl aklına geldi? Yazarken nasıl bir ortamdaydı? Bu nasıl harika bir hayal gücü? Babam pasta yapmayı nereden öğrendi? Kafamda deli sorular...

Efendim, kitap eski zamanların Osmanlı döneminde geçiyor. Padişahlar, Sultanlar, Ustalar, Şehzadeler, Haremler falan havada uçuşuyor. Muhteşem Yüzyıl, bu kitabın yanında halt yemiş... Pir-i Lezzet ile tarihimize daha da aşık oldum.

İştah kabartan bir roman... Bu cümle adeta kitabın özeti diyebilirim. Enfes yemekler yapan bir Aşçıbaşı var ki yaptığı yemekleri anlatırken adeta karnınız gurulduyor.
Padişahlar arasında nam salan bu Aşçıbaşı'nın sırrını öyle detaylı ve akıcı bir şekilde öğreniyorsunuz ki başınız dönecek. Bu Aşçıbaşı kimdir, amacı nedir, geçmişinde neler yaşamıştır? Tüm mesele bu.
Kitabın sonuna kadar Aşçıbaşı'nın kim olduğunu öğrenemiyorsunuz. Gelin size biraz konudan bahsedeyim.

"Hiç düşündün mü bir insan bir yemekten neden nefret eder ya da onu çok sever?"
"... Çünkü o yemekle ilgili muhakkak bir hatırası vardır," demişti Usta, "O lezzeti her tattığında o hatırayla birlikte, hatıranın hissi de yeniden uyanır. Unutma: Lezzet ağızda başlar, ama zihinde biter."

Çok küçükken birkaç sebepten dolayı ailesinden koparılan Aşçıbaşı'yı kurtaran İsfendiyar Usta olur. Damak tadından anlayan ve yetenekli bir aşçı olacağını taa o zamanlardan anlayan Ustası onu yetişmesi için kendi ustasının yanına gönderir. Gel zaman git zaman Aşçıbaşı büyür, kendini çok güzel yetiştirir ve diyarlar arası bir üne sahip olur. Fakat yemek yapmak istediği tek bir Padişah vardır. Bunun sebebi ise yıllardır sakladığı sırdan dolayıdır.
Kitaptaki kurgu o kadar güzel ki... Size nasıl anlatsam bilemiyorum. Bu yıl okuduğum en iyi kitaplardan biriydi diyebilirim. Olayların akışı, diyaloglar, yemek tarifleri ve yansıtılan duygular adeta kusursuz!
Size gözüm kapalı bu kitabı öneriyorum. Çok naif, çok gerçekçi ve çok etkileyici bir kurgu sizi bekliyor. Böyle sizi alıp taa eski zamanlara götürecek ve bambaşka bir dünyanın kapılarını açacak.
Okurken hiç bitmesin dediğim ama bittiğinde iyi ki okumuşum dediğim bir kitaptı Pir-i Lezzet.
İngilizceye, Almancaya, Lehçeye, Bulgarcaya ve Arapçaya çevrilmesi hiç de tesadüf değil. Bence dünyada okumayan kalmasın. 💚

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

1 yorum:

  1. Değerli yorumcu.
    Kızımın tavsiyesiyle okuduğum "Piri Lezzet " ; ilginç konusu,düşmeyen temposu ve kitabın bir anda sizi içine çekmesi ile bir başyapıt niteliğinde. Uzun zamandır bu kalitede bir kitap okumadığımı itiraf etmeliyim. Kitap hakkındaki görüşlerinize aynen katılıyorum.
    Yazarın konuya hakimiyeti ve sağlam üslubu her türlü övgüye layık.
    Saygılarımla.
    Demir Pelister.

    YanıtlaSil