Pages

6 Nisan 2019 Cumartesi

Kitap Yorumu: Yakın - Octavia E. Butler

Size mükemmel ötesi bir kitap önerisiyle geldim! 2019'u yarılamak üzereyiz ve cidden enfes kitaplar okumaya devam ediyorum.

Octavia E. Butler, özel bir yazar çünkü ilk siyah kadın bilimkurgu yazarı kendisi. Onu keşfettiğim ve Yakın adlı kitabını okuduğum için gerçekten gurur duyuyorum! Bir efsanesin Butler!

İthaki'nin Bilimkurgu Klasikleri serisine giderek daha bağımlı hale geliyorum. Yakın, okuduğum 3.kitap bu seriden. Seri dediğime bakmayın, kitaplar birbirinden bağımsız. Her biri baş yapıt! Bu serinin editörüne kucak dolusu sevgiler gönderiyorum. Kitap seçimleri bir harika.

Gelelim Yakın'a... Artık işim, evimden çoook uzakta olduğu için yollarda daha çok kitap okuyorum. Yakın'ı da yollarda okuyarak bitirdim diyebilirim. Her sabah erken kalkmama rağmen heyecanla kitabı okudum. Vapur iskeleye yaklaşırken kitabı bırakmak zorunda olduğum için söylendiğim zamanlar bile oldu. Gerisini siz düşünün...

Siyah bir kadın olan Dana ve eşi yeni evlerine taşınma sürecindedir. Tam bu sırada aniden Dana'nın midesi bulanmaya ve başı dönmeye başlar ve birden kendini evinden çok uzakta bir yerde, nehrin kıyısında bulur. 
O an nehirde boğulmak üzere olan küçük bir çocuğu kurtarır: Rufus. Bu olaydan sonra Dana, sık sık zaman yolculuğu yapmaya başlar. Köleliğin en sert dönemlerinin yaşandığı Marylan'e istemsizce yolculuklar yaparak her defasında Rufus'un hayatını kurtarır. Rufus, Dana'nın atalarından biridir ve bu zaman yolculukları sayesinde kölelik anlayışını değiştirmeye çalışır.

Kitabın genel hatları böyleydi. Ah, bir de bana sorun! Bazı sahnelerde Dana'yla beraber benim de canım çok yandı. Eski döneme ışınlandığı zaman, bir siyah kadın olarak köle muamelesi gördü. Kaderini değiştirmek için buna göz yumdu ve hem fedakarlıklar yaptı hem de gereksiz yere çok fazla acı çekti. Kırbaçlandı, dövüldü, aşağılandı... Tanrım! İyi ki bu anlayış günümüzde artık yok dedirtti. Yazar, köleliği tüm çıplaklığıyla kurguyla harmanlamış ve bizlere sunmuş. 

Bu kitabı başka nasıl anlatsam bilemiyorum. Uzun zamandır bu kadar etkilenerek bir kitap okumamıştım. Artık biri öneri istediğinde aklıma gelecek kitaplardan biri olacak. Yakın, hem eşsiz hem nadir bulunan büyülü bir eser olmuş. Şu söz bile her şeyi açıklıyor aslında: "Yakın, zincirlerinden kurtulmaya çalışan insanlığın özgürlük çığlığı."

Zaman yolculuklarını konu edinen kitapları ayrı severim ama böylesine anlamlı bir kitap daha önce okumamıştım sanırım. Bir de feminist yönlerim de var benim. O yüzden bu kitabı çok benimsedim. Okurken kendimi Dana'nın yerine koydum ve çoğu zaman onunla gurur duydum. 

Yorumu şu sözle bitirmek istiyorum: "Geçmişimizi görmezden gelmek, bizi hatalarını tekrar etmeye teşvik eder."

Lütfen okuyun. 💜

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder