Pages

13 Ağustos 2015 Perşembe

Kitap Yorumu: Karanlık Taç - Sarah J. Maas


Merhaba !

Ya, şimdi ben geçen aylarda Cam Şato'nun yorumunu yapıp, bu seri fıstık gibi falan bence demiştim hani ? Az bile demişim. Serinin ikinci kitabı Karanlık Taç'ı okuduktan sonra böyle havada süzüldüm. Nasıl da beklentilerimi karşıladı modundaydım. Cidden seri fıstık gibi gidiyor. Bir ara, kitabın ilk yarısında falan sanırım 'hmm hmm ilginç ne olacak acaba' kıvamındaydım. Sonra yazar sanki benim dalga geçtiğimi görmüş gibi bir dalga yaratmış... Okurken cidden gözlerim fıldır fıldır oldu. Kitap bitince böyle sanki saatlerce yüzmüşüm de aniden durmuşum gibi bir halsizlik hissettim. Hemen sonrasında yayınevine, yani Dex'e mesaj attım. Serinin devam kitabı, üçüncü kitabı 2016 yılında geliyormuş. Sağolun ya. Ben kudurayım burada. Hemen orijinal halini indirip, okuyayım dedim. Cıks. Yemedi. Nerede bende o kadar ingilizce. -.-

Bu yorumu buraya kadar okuyup da hala Cam Şato okumayan varsa blog'u kapatıp, kitabı inceleyip, sipariş versin. Bundan sonrası Cam Şato'yu okuyanlara gelsin.

"Başının çaresine bakacağını biliyorum. Fakat endişeleniyorum çünkü umurumdasın. Tanrılar yardımcım olsun, seni önemsememeliyim ama önemsiyorum. Bu yüzden sana hep dikkatli olmanı söyleyeceğim çünkü başına ne geldiği hep umurumda olacak."

İlk kitabın sonunda ne olacağı az buz belliydi. Yarışmayı Caleana kazandı. Artık Kral'ın en gözde suikastçısıdır. Ki zaten daha kitabın başında işlere başlamış durumda. Ama minik gibi gözükse de bomba etkisi yaratacak bir sırrı var. Caleana bir yandan Kral'ın pis işlerini yapıp, bir yandan önceki kitaptaki büyü sırrını araştırmaya devam ediyor. Odasındaki gizli kapıdan içeri girip, Elena'ya ulaşmaya çalışırken komik ve bir o kadar sinir bozucu bir şeyle karşılaşır. Ya ben onu çok sevdim. Spoiler olmasın. Ne ad ne detay veriyorum. Ama cidden serinin devamında baya eğlenceli olacak bir şey. :D Neyse. Kızımız sadece işleriyle meşgul değil. Aşk hayatında da hareketlenme var. Prens Dorian'ı bir önceki kitapta reddedip resmen aralarına sınır koymuştu. Çünkü o Kral'ın oğlu. Caleana, onca şeyden sonra Dorian'la olması tuhaf olurdu cidden. Ama Chaol... Ya Chaol'u çok mu çok seviyorum değil ama ikisinin diyalogları beni benden alıyor. Kitapta en çok güldüğünüz yerler oralar olur zaten. Hem zıtlar hem benzerler. İkisi de inatçı. Dediğim dedik oldukları için aralarındaki konuşmalar baya komik olabiliyor.

"Konuşma ve cezbetme işini bana bırak."
Chaol kaşlarını kaldırdı. "Burada dekor olarak mı bulunuyorum o zaman?"
"Seni aksesuar olmaya değer gördüğüm için minnettar olmalısın."

Ya bir de bu kitapta çok hareketlenme vardı. Özellikle sonlara doğru başım döndü. Uzun zamandır böyle fantastik ve aksiyon karışımı bir şeyler okumamıştım. Süper iyi geldi. Dorian hakkında bir şeyler öğreneceksiniz. Caleana'nın dostum dediği insan Nehemia hakkında da şaşırtıcı şeyler okuyacaksınız. Dorian'ın pırt diye ortaya çıktığı kuzeni Roland bu kitapta pek ön planda değildi ama duyumlarıma göre serinin ilerleyen kitaplarında büyük bir rol oynayacakmış. Merakla bekliyoruz efenim.
Ve bir şey diyeyim mi ? Kitabın sonunu okuduktan sonra aklıma nedense Karayip Korsanları geldi. O tür tarzda bir şeyler okursam cidden hint dansı yaparım. Üçüncü kitabı sabırsızlıkla beklememin bir sebebi de bu işte.
Bunların dışında... Ya aslında kitabı bitirir bitirmez yorumu yazsaydım neler neler anlatırdım ama şimdi üstünden birkaç gün geçince durgunlaştım. Ama cidden çok çok çok güzeldi. İlk kitap hiçbir şeymiş. Bana göre. Sağlam bir fantastik kitap istiyorsanız alın okuyun yani.

Serinin diğer kitabına kadar görüşmek üzere !
Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder