Pages

18 Haziran 2014 Çarşamba

Ding Dong: Yaz Planları & Ivır Zıvırlar


Merhaba Merhaba !

Blog'a yazı yazmayı delicesine özledim. Fakat ne yazık ki bu aralar yazma fırsatı bulamıyorum. Iııı şey, D&R'da çalışmaya başladım. :D İş, tüm günümü, zamanımı ve haftamı alıyor. Yine de memnunum. Tek sorun blog'a zaman ayıramamak. Ama pazar günkü son sınavımdan sonra özgürüm ve sonrasında her boş zamanımda ya kitap okuyacağım ya film-dizi izleyeceğim ya da bir şeyler yazacağım.

Bu yaz, planlamadığım halde yoğun ve güzel geçiyor. Umarım sizlerinde tatiliniz istediğiniz gibi geçiyordur. :D Ben her sene, yaz tatilinde mutlaka yeni bir diziye başlarım ve onu bitirene kadar bırakmam. Bu sene de böyle bir planım var. :D Hatta birkaç planım var. Blog'da yazacak bir şeyim yok diyordum ya bugün aklıma bir fikir geldi ve "yaz Jane, içinde kalmasın" dedim. 

Ayıptır söylemesi ayın başında ilk defa doğru düzgün bir maaş alacağım. :D Bunun şerefine elbette delicesine kitap alışverişi yapacağım. Ve birkaç yıl önce kendime verdiğim sözü yerine getireceğim. (Bu bir sır aslında. Alınca gözünüze sokarım merak etmeyin. :D) Kitap listeme gelirsek... Yeni çıkan ve bu aralar çok okunan serilere sardım. Siz de fikirlerinizi benimle paylaşabilirsiniz.

-Ateşli Kalp: Kanbağı'nın 4.kitabı sonunda çıktı. Adrian'ı okumak için cidden sabırsızlanıyorum. Çalışırken kitap hep gözüme takılıyor fakat ne yazık ki okuyamıyorum. Sadece elime alıp, okşayıp yerine koyuyorum. :D 

-Güçlü Kal - 365 Gün Hayata Tutun: Sanırım bu kitap benim hayat felsefem olacak. İdolüm dediğim Demi Lovato'nun müthiş örnek verici kitabını almazsam olmaz. Ki kitabı zaten çalışırken yiyip, bitirdim. Her gün gidip o günün tarihindeki yazıyı okuyorum. Nasıl ilham veriyor... Mutlaka göz atın.

-Uyumsuz: Bu seriyi delicesine merak ediyorum. Filmi çıktı. Okuyucuları izledi ve bayıldılar. Kitabı okumadan izlemem dedim. :D Resmen seri beni al diyor. Umarım bu kadar beklentiden sonra bende hayal kırıklığı yaratmaz.

-Karanlık Ateş: Çok sevilen bir seri daha... Hazır elimdeki bazı seriler bitiyorken yeni serilere sarayım dedim. Ateş Serisinin okuyucularına güvenerek listeme ekledim. :D

-Cadı Ölüsü: Eh, artık Sookie'ye dönme zamanı. 4.kitabı okumak için sabırsızlanıyorum! Eric'i çok özledim be!

-Belalı Düğün: Veee son olarak Travis Maddox! Aslında bu ek bir kitap. O yüzden oldukça ince ama tekrardan Maddox'u okumak... Paha biçilemez. Spoiler vermeden burada bitereyim. :D

Kitap listeme "mutlaka eklemelisin" dediğiniz şeyler varsa, beklerim. :D

Yabancı dizilere gelirsek... Öncelikle yarım kalan dizilerimi bitirmek istiyorum.

-White Collar'ı bir ara delicesine izliyordum. Sonra ara verdim falan. 4.sezon fena bir şekilde bitiyor. 5.sezonu yiyip, bitirmemek için zor tutuyorum kendimi. Bu arada 6.sezon çekimleri başladı ve son sezonmuş. :( Evlat acısı gibi geldi.

-Supernatural'a devam etmemem çok anormal bir şey. Beni bilenler bilir, SPN delisiyim. İzlemeden duramazdım. Ama son sezonlara doğru... bilemiyorum durgunlaştı. Son sezondan kocaman spoiler de yedim. Ama devam edeceğim. :D

- The Vampire Diaries ve The Originals da yarım kalanlar arasında. Her hafta hiç kaçırmadan izliyordum sonra bıktım. Elena'nın mıymıylarını çekmek zor be arkadaş. Ama Klaus ve Salvatore'ler için yola devam!

-Once Upon A Time, resmen üvey evlat muamelesi görüyor benden. İlk sezonu feci sevmiştim. Ama 3.sezon bana göre çok iyi değildi. Ama elbette yarım bırakmam. Peter Pan ve Rumple için! :D

-How I Met Your Mother, yahu bu diziyi izlemeye başlayınca sezonlar nasıl bitiyor anlamış değilim. En son 5.sezon sonlarındaydım. Sonra ara verdim ve öyle kaldı. Her ne kadar final bölümünden bir sürü spoiler yiyerek, izlemiş kadar olsam da kesinkes diziye devam edeceğim. O ekibe aşığım ya!

Dizilerdeki durumum da böyle. Baya izlenecekler varmış. Ayvayı yedim. :D Bunlar bittikten sonra (ki muhtelemen 2 haftamı alır) yeni diziye başlayacağım. Aklımda birçok dizi var. Mesela: Arrow, Teen Wolf, Game of Thrones ve Alias. Aslında GoT'ın kitaplarını okumak istiyorum. O yüzden diziye başlamadım. Önerileriniz varsa, seve seve beklerim. :D

Ve son olarak filmlere gelirsek... İzlenecekler listem var. Eh bir de çalışırken gözüme çarpan filmler oldukça not alıyorum. Iıı bir de öyle bir dost edindim ki müthiş film önerileri yapıyor. :D Geçen gün bir film önerdi. Yarın onu izleyeceğim. Artık her sıkıştığımda onun başının etini yiyeceğim. Ama film önerilerine de açığım. :D

Bana şans dileyin. Bütün iyi şanslar da sizden yana olsun! Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Not: Anita Blake'e yeniden başladım. Hem seriyi yeniden okumak ve anlamak için hem de blog'da detaylı yorum yapabilmek için. Tabii kitap şuan elimde sürünüyor ama dönüşümüm muhteşem olacak! 

1 Haziran 2014 Pazar

Kitap Yorumu / Önerisi: Ejderin Aşkı - G. A. Aiken


Uzuuun bir süreden sonra yeni bir fantastik seriye başladım. Daha ilk kitaptan çok sevdim, çok güldüm ve bayıldım ! Bakalım, siz seri hakkında ne düşüneceksiniz. :D

Her zaman yeni bir seriye başlarken tedirgin olurum ve açıkçası ön yargılı yaklaşırım. İnternetten bloglardan ve Goodreads'deki yorumlardan birkaç bilgi edinirim. Kafamda bir taslak oluşur. Sonra hiçbir beklentim olmadan okumaya başlarım. Artık şöyle de bir şey var ki; geçmiş zamanda müthiş kitaplar okumuş olursunuz ve yeni başladığınız kitaplar size yetmeyebilir ya da "hmm bu biraz klasik olmuş, yeni bir şeyler katabilirdi" gibi düşünceler aklınızdan geçebilir. Bu durum ne yazık ki bende var. O yüzden sıfır beklentiyle kitaba başlıyorum.
Bunları neden mi yazdım ? Bu kitap hiç aklımda yoktu. Fuar zamanı çok yakın bir arkadaşımın isteği üzerine aldım ve aylardır okunmayı bekliyordu. Eh, artık elimde kitap kalmayınca başlayayım dedim. Başlamadan önce de bloglardan yorumlara baktım ama ilgimi çeken bir şey olmadı. Bu kadar güzel bir seriyi doya doya anlatan birilerini bulamadım. Ya da vardır ama ben gözden kaçırmışımdır. Bilemiyorum ama bu yüzden seriyi sıkı bir şekilde tanıtmaya hazırım. :D

Fantastik Dünyalar'da; vampirleri, kurtadamları, dönüşüm geçirenleri, gölge avcılarını, ruhları, uzaylıları, melekleri... yani kısacası hemen hemen her şeyi okudum, okumaya devam ediyorum. Ama bu seferki karakterimiz başka bir yaratık. Bir Ejderha ! Bu durum ürkütücü, hayal etmesi zor gelebilir ama inanın bana bir Ejderha'ya aşık olmaya hazır olun.

Kitapta iki hikaye geçmektedir. İkisini de açıklayıcı bir şekilde anlatacağım. Eminim ki ikisine de bayılacaksınız. :D

Ejderha Ailesi

Ejderhaların yaşadığı bir dönemi düşünün. Çok, çok eski zamanlar. Hani bir savaş yapıldığında aylar süren, bir yere ulaşırken at üzerinde günler geçirilen bir dönem... İşte o eski zamanlarda Kanlı Annwyl adında çılgın savaşçı bir kız hayal edin. Kanlı Annwyl denmesinin sebebi ise; despot ağabeyi Lurcan'ı öldürmek için önüne çıkan her adamının kellesini alması. Bu hayattaki tek amacı Lurcan'ı öldürmek ve daha da özgür olmak. Bu yüzden onun yanından kaçıp, iki yıldır köylerde isyan çıkartarak kaçmayı başarır. Lurcan'ın yolladığı adamları ise bir güzel öldürür. Elbette tek değildir. Yanında çok güvendiği iki asker vardır: Danelin ve Brastias.
Annwyl, bir gün Kara Ovalar'da yine birden fazla düşmanla savaşırken yaralanır. O sırada, mağarasında kendi halinde takılan vahşi görünümlü, güçlü bir Ejderha bu savaşın gürültüsünden rahatsız olur ve dışarı çıkar. Karşısındaki savaşçıları bir ateş püskürüğü ile yerle bir eder. Yerde yatan ve kendinden geçmek üzere olan küçük insanı alır ve mağarasında bakmaya başlar.
Annwyl çok yaralıdır ama Ejderha Fearghus'ın kız kardeşi Morfyd, aynı zamanda bir büyücü olduğu için kızı kısa zamanda iyileştirir. Sonrasında ise asi kız, korkutucu ve vahşi görünümlü Ejderha'dan korkmak yerine ona meydan okur ve giderek dost olmaya başlarlar. Fearghus, geceleri kızla ejderha şeklinde dost olarak takılırken gündüzleri ise bir şövalye olarak onu eğitmeye başlar. İnsan biçimindeki halini kıza söylemez. Yani gizli bir oyuna başlamış olur. Annwyl ise hem ejderhanın dostluğundan çok hoşlanır hem de kendisini eğiten şövalyeye karşı yoğun bir şeyler hisseder. Eh sonrasındaki bol romantzim sahneleri sizin okumanız lazım. :D

İlk hikaye bol kahkahalı, eğlenceli, aksiyonlu ve kanlı, romantik ve dolu doluydu. Okurken ben çok güldüm. Bu ikilinin laf atışmaları çok komikti. Bazı sahneleri ağır kaçabilir. O yüzden kitabı herkese önermiyorum. Ki savaş sahneleri de çok vahşice anlatılmış. Bu anlatış biçimini ben sevdim, betimlemesi 'sert' olan savaş sahnelerine rastlamak zordur. :D O yüzden kitabı herkes okusun demiyorum, merak edenler göz atsınlar.
Ve kitabı okurken, PC Cast'ın Deniz Tanrıçası'ndan; S.S.Atıcı'nın Av hikayesinden; Merlin'den birkaç sahne aklıma geldi. Onların tarzında, ortaya karışık bir hikaye oluşmuş gibi. Cidden güzeldi. :D

Kitaptaki diğer karakterlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle Fearghus'un erkek kardeşleri çok komiğime gitti. :D Hepsi birbirinden sevimli, komik ve fenalar. Sanırım serinin diğer kitaplarında onlar başrolde olacakmış. Sabırsızlıkla bekliyorum. :D

Ateşler ve Zincirler

Bu hikayede ise Fearghus'ın annesi ile babasının tanışma hikayesi anlatılmış. Açıkçası ilk hikayede annesi ve babası çok sinir bozucuydu. Özellikle babası beni baya sinir edip, nefretimi kazanmıştı. Ama bu kitapta onları okurken sanki onlar değilmiş gibi hissettim. Sanırım gençken daha çekici oluyorlar. Bilemiyorum. :D Bu hikayede de bol bol "fena" sahneler vardı. Birbirleriyle zıtlaşan Bercelak ve Rhiannon, birçok kez didişirler, inatlaşırlar ama sonunda vahşi bir şekilde beraber olurlar. Ve mutlu son... Kısa bir hikaye idi zaten.

Kitabın geneline bakarsak gerçekten iyiydi. Eksik tarafları da vardı ama onlar göze çok çarpmıyor. Daha çok akıcı olduğu için bazı sahneler bile çirkin gelmiyor gözünüze. O yüzden baya sevdim ben. Her iki hikayede de hırçın, elde edilmesi zor ve özgürlüğüne düşkün iki kadın vardı. Ve bu asi kadınlara ayak uyduran, onları dizginleyen, çabalayarak elde eden iki inatçı, güçlü ve seksi adamlar vardı. :D Ejderhaların hem insan biçimlerini hemde kendi doğal hallerini çok sevdim. Sanırım aşık olduğum kitap karakterleri arasına bir ejderha da eklenmiş oldu. :D

Bir sonraki kitapta görüşmek üzere...
Sevgiler, öpücükler: Jane