Merhabalar
Canlar, artık blog'da klasik kitap yorumları ve önerilerini görmeniz mümkün olacak. Bu işi baya ciddiye almaya başladım. Çünkü artık farklı dünyalara giriş yapmak ve oralarda neler kaçırdığımı görmek istiyorum. Kısacası bilinçlenmek istiyorum. 😃
Modern Klasikler Dizisi'nden ilk önce Alman edebiyatını seçtim ve şu sıralar her yerde adını duyduğum Stefan Zweig'ın Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabını okudum. Zaten sizi çok zorlayan bir kitap değil. 62 sayfa ve çevirisi su gibi. Yazarın dili de gayet anlaşılır ve sıkmayan bir kurguya sahip.
Bu kitabı seçmemin bir sebebi de konusuydu. Arka kapağındaki tanıtım yazısı ilgimi çekti ve 'bunu kesinlikle okumalıyım' dedim. Romantiğim diye ortalarda geziyordum ama bu kitaptan sonra ben hiçmişim dedim. 👀
Efendim, kitabın konusundan bahsetmem gerekirse; kitabın ismi gibi bilinmeyen bir kadının mektubunu okuyoruz. Bu kadın, küçükken karşılarına taşınan bir yazarı görmesiyle aşık olur ve ömrü hayatı boyunca da sevgisi giderek artar. Ama öyle böyle değil. Platonik aşk deseniz kesinlikle değil. Hastalıklı bir şey. Bir insan karşısındaki tam olarak tanımadan sadece kendi gözlemleriyle ve bir kere konuşmasıyla ona bu kadar tutulup, fedakarlıklar yapabilir mi? Stefan Zweig size bunu sorgulatıyor işte. Biraz psikolojik olarak etkiliyor. Yani yazar inanılmaz analizler yapabiliyor. Bir kadının gözünden aşık olduğu adamı okuyoruz.
"Sana, beni asla tanımamış olan sana,"
Kadın karakter cidden enteresan. Deli gibi seviyor, adamın fark etmediğini bile bile fedakarlıklar yapıyor, üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin sevgisi bir gram bile azalmıyor ama sonra bunu adamın fark etmesini diliyor. Kadının mektubunu okurken fazlasıyla acıma duygusunu hissettim. O kadar umutsuz bir vaka ki... Stefan Zweig'in böyle bir kitabı neden yazdığını merak etmedim değil. Acaba dedim, onun başına böyle bir şey geldi de kurguya mı uyarladı? Kadının aşık olduğu adam giderek ünlenen bir yazar sonuçta.
Kitap kısa olmasına rağmen işte böyle sorular sordurtuyor size. Kitap bitince üzerinde bir süre düşündüm. Cidden böyle sevenler var mı? Tamamen karşılıksız ve bana göre aciz bir şekilde... Kadının gözünden okuyunca hele daha da acınası geldi. Biri için bu kadar küçültmeli mi insan kendini? Adamın her yaptığı kadının gözünde 'o her zaman haklıdır, ne yaptıysa doğrudur' maratonundaydı. Bana uygun bir düşünce tarzı değil ama kitabı çok sevdim. Nedense kişilere özel yazılar olunca, mektup ve günlük gibi, ayrı bir ilgimi çekiyor. Kimsenin bilmediği yönlerini okuyormuşum gibi geliyor. Bu kitapta da öyle oldu. İnanılmaz akıcı zaten. Sarsıcı ve etkileyici bir kitaptı.
Okuyun derim. Stefan Zweig ile ilk kez tanışmak için gayet uygun bir kitaptı. Yazarın betimlemeleri harika. Yansıtılan duygular çok gerçekçi ve etkileyici.
Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane