Merhaba!
Direk konuya girmek istiyorum. Karanlık Zihinler ile evlenebiliyor muyuz ? Okuduğum en iyi distopyalar arasına girdi bile! Distopya türüne aşığım. Bundan sonra zaten gözüm kapalı okurum bu türü. Karanlık Zihinler beni büyüledi. Kusursuz kurgu, boş yere trip atmayan ve aklı başında olan bir kız karakter, ergence hareketler sergilemeyen kendinden emin erkek karakter ve elbette ortamı renklendiren diğer iki karakter... Kesinlikle başucu kitabım olabilir. Kitapla bu aralar fena aşk yaşıyoruz. Bitmesin dedim bitti ama beni de bitirdi. Çok güzeldi be!
Benim gibi bu kitaba geç başlamayın. Ben baya beklettim. Her yerde fotoğrafını görmeme rağmen sonra alırım diyordum. D&R mağazalarında şuan 10 TL indiriminde. Maalesef Safranbolu'nda D&R olmadığı için alamıyorum diye üzülüyordum. Sonra Parodi Yayınları'ndan rica ettim. Ve işte, bu güzel bebek şuan ellerimde. Nasıl mutluyum. Nasıl teşekkür etsem yayınevine bilemedim. *-*
Kitaba kritik sınav zamanında başladım. O yüzden ilk üç gün elimde süründü ama sonra... Hele dün resmen elimden bırakamadım. Konusu hem değişik, hem ilgi çekici hem de olayları sinir bozucu bir hale dönüştürebilecek şekilde gelişiyor. Kitabı bitirmek için sabırsızlanmayın. Sonunda kafayı yiyebilirsiniz. Hem buruk bir gülümseme hem de 'eyvah, nolcak şimdi' modunda bırakıyor sizi. Ve duyumlarıma göre ikinci kitap Haziran ayında çıkıyormuş.
En parlak zihinler, en karanlık olanlardır
Bu Distopya dünyasında olaylar biraz daha karışık. Dünyada çocukları etkileyen bir salgın hastalık oluşuyor. Bu hastalığa kapılan çocuklar ya ölüyorlar ya da bazı özel yeteneklere sahip oluyorlar. Ama bu özel yetenekleri, yetişkinler tarafından birer tehdit olarak algılanıyor. Ve Başkan Gray'in önderliğinde Psi Özel Kuvvet oluşturuluyor. (Psi, Yunan alfabesinde bir harf imiş. Kitabın kapağındaki şekil.) Bu Psi Grubu, hastalanan çocukları ya zorla alıkoyuyorlar ya da zaten aileleri tarafından teslim edilmiş oluyorlar. Ki bu da en acı kısmı sanırım. Ailenizin sizden korkup, sizi başkasına verdiğini bir hayal edin ? Rehabilitasyon görünümündeki bir hapishaneye gittiğinizi düşünün ? İnanılmaz dehşet bir şey. Çocuklar gittikleri yerde bir teste sokulup, sınıflandırılıyorlar. Beş renk grubuna ayrılıyorlar. Maviler, telekinezi; Yeşiller, üstün zeka; Sarılar,elektrik oluşturma ve kontrol etme; Kırmızılar, ateş oluşturma ve kontrol etme; Turuncular, zihin kontrolü. (Bilginin kaynağı: Kutsal Yorumcu)
Bu sınıflandırmaya giren çocuklar uzun bir süre orada tutuluyor. Bunlardan biri de Ruby. 10.yaş gününde yeteneğini farkında olmadan ailesinin üstünde kullanıyor ve çok acı bir şekilde (kitabı okuyunca gerçekten etkileneceksiniz) o da diğer çocukların yanına gidiyor. Tam 6 yıl boyunca orada kalıyor. Test sırasında yine ister istemez yeteneğini kullanıyor ve kendini Yeşil grubuna dahil ettiriyor. Ama kızımız aslında bir Turuncu. Hem de en tehlikelisinden. İnsanların zihinlerine girebiliyor, elinde olmadan insanların anılarını görüp, onları silebiliyor. Ve bu, onun en büyük şanssızlığı ve gücü.
Ruby, 6 yıl aradan sonra yine Thurmond'daki kampında verilen işi yaparken birden 'Beyaz Gürültü' dedikleri siren çalmaya başlar. Bu siren genellikle çocuklar yeteneklerini kullandıklarında, birbirlerine bakıp konuştuklarında ya da kural dışı bir şey yaptıklarında çalıyor. Ve Ruby'i pek etkileyen bir şey olmamasına rağmen o gün onu etkiler ve bayılır. Ama aslında bu bir oyundur. Bu siren, saklanan Turuncuları ortaya çıkarmak için ayarlanmıştır. Ruby tam yakalanacakken içerideki doktorlardan biri Cate, onu ve başka bir çocuğu kaçırma planları kurar. Eh işte bundan sonrası... Çok mu çok fena.
"... her son bir başlangıçtır. Bir zamanlar sahip olduklarını geri alamasan da onları arkanda bırakabilirsin. Yeniden başlarsın. En baştan."
Ruby, aptal bir kız değil. O yüzden kendince planları vardır. Aslında biraz da aceleye gelen planlar. Böylece kendini başka bir kaçak grubun içinde bulur. Liam, Zu ve Chubs'a merhaba deyin! Bu gruba bayılacaksınız. Elbette ilkten Chubs, Ruby'e hiç güvenmiyor ve resmen sözleriyle işkence çektiriyor. Liam ise onların başındaki lider gibi bir şey. Zu, en küçükleri ve Sarı grubundan. Konuşamamasına rağmen kitapta sizi güldürecek ve hüzünlendirecek. Bu grubun hikayesi ise bambaşka. Bir şekilde kamplarından kaçmayı başarırlar ama onları takip edenler var. Ve kaçarlarken birkaç arkadaşlarını da kaybetmişler. Ellerinde arkadaşının mektubu var. Bu mektup için Kaçak Çocuk'u arıyorlar. Kaçak Çocuk, kitapta oldukça ünlü biri. Kamplardan kaçan, askerleri yenebilen nadir çocuklardan biri ve kaçan çocuklara da yardım ettiği söyleniliyor. Bir şekilde Ruby, Liam, Chubs ve Zu yollara düşerler ve cidden birbirinden inanılmaz maceralara sürüklenirler. Çok mu çok güzeldi. Bence. Ve kitabı okurken kimseye güvenmeyin. Herkesin kendi çıkarı var. Yeteneklerden yararlanmak isteyen mi dersiniz, para için çocukların yerlerini söyleyenler mi dersiniz... Etrafınız hainlerle dolu olacak.
Son olarak karakterlerden söz edersem... Ruby'i çok sevdim. Bu kitapta bile ondaki değişimi görebilirsiniz. Kitabın ilk yarısında her an saldıraya uğrayacakmış gibi kırılgan dursa da ilerleyen zamanlarda kendinden emin olup, grubunu korumaya başladı. Çok dramatik olaylar yaşamasına rağmen aklı başında davranıyor ve tam bir lider olacak türde. Liam ise... Çok sevdim bu çocuğu. Etrafındaki herkesi korumaya çalışıyor, herkesin derdine ortak olmaya çalışıyor ve yaşadıkları ortamın 'korkunçluğu' düşünülürse oldukça komik biri. Özellikle bir bölümde Ruby'e bir şaka yapıyor ki... Hem Ruby hem de ben çıldırma noktasına geldik ama sonra baya güldüm. :D Chubs'a ilk başta uyuz olabilirsiniz. Aslında haklı olarak Ruby'e güvenmiyor ama çok acımasız davranıyor. Sonrasında kardeş gibi oluyorlar ve inanın bana Chubs'a çok güleceksiniz. Ortamı renklendiren karakterlerden biri. Zu ise kırılgan bir kız çocuğu. Kitabı okurken onu kollarımın arasına alıp, sıkıca sarılmak istedim. Grubun en miniği ve en akıllısı. Bu grup çok iyi cidden.
Daha ne diyebilirim, bilmiyorum. Kitabı çok sevdim. Benimsedim. Ve merakla ikinci kitabı bekliyorum. Kitaplığımda en üst köşeyi kapacak. Bazı bölümleri tekrar tekrar okuyacağım. Gidin, okuyun. Daha anlatmadığım bir ton şey var. Özellikle kitabın sonu sizi mahvedecek!
Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane
Sizin blogunuzda farkettiğim bir kitap. Etkileyici. Parodi Yayınları ricanızı yerine getirerek büyük bir incelik yapmış.
YanıtlaSil1. kitabı bitirmek üzereyim ve aynı zamanda çıldıracağım. sonunu o kadar merak ediyorum ki 2 günde sonlarına geldim ama daha var. bu arada 2. kitabı var mı varsa nerede bulabilirim?
YanıtlaSilikinci kitap var adı buz kapanı d&R'da kolaylıkla bulabilirsin
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilarkadaşlar biliyorum şuan kitabı alıp almama konusunda kararsızsınız. sizi bilmem ama ben kitap günde 300 sayfa okuya okuya bitirdim buda benim için bir ilk. muhteşem bir kitap öncelikle kitap kesinlikle sıkıcı değil hiç durmadan olaylar oluyor bir olay bitmeden başka bir olay oluyor çok fantastik bir kitap ve aynı zamanda biraz da aşk içeriyor ve liam ile ruby gerçekten çok tatlılar ben her kitapı bu kadar beğenmem muhteşem bir kitap okumadan geçmeyin
YanıtlaSilüç tane kitabı var ve ara kitabıda bulunmaktadır. Ben serisini kitap fuarından aldm ve serisini ara kitap hariç 30 tl ye almştım başlayalı iki hafta oldu ve üçüncü kitabına geçtim. Herkese tavsiye edebileceğim bir kitap okumanız dileğiyle..
YanıtlaSilYa bence mutlaka okuyun. İlk kitabı 3 günde 2. Kitabı sadece 1 günde 3. Kitabı bitirdim ve bu seriyi okuduğum için hiçbir zaman pişman olmadım. Mutlaka okuyun.🌸🌸
YanıtlaSilYa bence mutlaka okuyun. İlk kitabı 3 günde 2. Kitabı sadece 1 günde 3. Kitabı bitirdim ve bu seriyi okuduğum için hiçbir zaman pişman olmadım. Mutlaka okuyun.🌸🌸
YanıtlaSil