Merhabalar...
Şuan tam yazma modundayım. Kitaptan dolayı sanırım. Anlatacak çok şeyim var ve gerçekten hem şaşırtıcı hem de komik bir kitaptı. Özellikle ilk kitaba göre her şey daha yerli yerine oturuyor. Olivia, Caleb ve Leah üçlüsünden haberiniz var değil mi ? Hani serinin ilk kitabı Fırsatçı. Olivia'nın gözünden anlatılıyor. Eğer konu hala tanıdık gelmediyse Fırsatçı'nın yorumuna bakın. Spoiler yememiş olursunuz. :D
Bu serinin ilk kitabını okuduğumda kurgusu bir tuhaf gelmişti. Hem komikti hem de saçmalıklarla doluydu. Birbirini seven bir çift, ama bazı hatalar yüzünden ayrılmalar ve farkında olmadan paramparça olan hayatlar... Olivia ve Caleb'i öyle tanıdım. İlk kitapta Olivia, hafıza kaybı yaşıyormuş numarası yapan Caleb'e bir kez daha sırnaşır. Ama artık hayatlarında birileri daha vardır. Leah. Leah çok fena bir karakter. Olayları sivri zekası ile çözüp, kendince çözümler üretmişti. Kitabın sonunda Caleb'le Leah evlenip, çocuk sahibi olurken Olivia ise uçak seyahatinde tanıştığı yakışıklı bir adam olan Noah ile evlenmişti. (Gel de bu sonu oku ve çıldırma. Az daha seriye devam etmiyordum. Her ne kadar Noah süper yakışıklı ve sempatik olsa da...)
Hikaye kaldığı yerden Leah ile devam ediyor. Bu kitap resmen kurgunun eksik kalan yerlerini tamamlamış. O yüzden cidden çok sevdim. Zevkle okudum. Ve hatta kitabın sonunda acaba son kitabı hemen okusam mı dedim ama hayır! Beni bekleyen çok daha çekici bir kitap var. Neyse.
Tehlikeli Kızıl, Leah'ın kurgusunu tanımlayan en uygun kitap ismi. Bir yandan günümüz olaylarını bir yandan da geçmişi anlatan kısa ama dolu dolu bir kitaptı. Leah, sonunda her şeyi elde etmiş gibi görünen ama inanılmaz intikamcı ve kırılgan bir karakter. Evet, Fırsatçı'da onu baya kötü benimsedik. Ki bu kitapta daha çok nefret bile edebilirsiniz. Çocuğu doğduktan sonra resmen tüm çirkefliğini ortaya koyuyor. Bebeğiyle ilgilenmiyor, iğrenç bir yaratık gözüyle bakıyor ve çoğu zaman varlığını unutuyor. Evet, bazen bu durum cidden komikti. Leah, inanılması zor bir karakter. Caleb'le kafayı yemiş durumda. Ciddi anlamda hemde. Caleb'in aklının hala Olivia'da olduğunu biliyor. Bu yüzden hata üstüne hata yapıyor. Ve bir de Caleb, kızı Estella'yı öyle çok seviyor ki Leah bunu bile kıskanıyor. İnanabiliyor musunuz ? Zaten kitabı okurken hep bi tedirgin olma halindesiniz. Leah ne zaman kucağına bebeği alsa 'kesin bir şey olacak' diyordum. Neyse ki kazasız belasız kitabı bitirdik. Tabii bebeği gerçekten unuttuğu zamanlar vardı. Kesinlikle okuyup, görmelisiniz.
'Siren sesiyle uyandım. Yangın!... Bir elimi duvara dayadım ve duman kokusunu almaya çalıştım. Bu siren değildi. Bir bebekti. Yangını tercih edebilirdim.'
Kitapta yeni bir karakter de vardı. Bakıcı Sam. Adama bayıldım. Özellikle tanışma sahnelerinde resmen kahkaha attım. Yazarın bu huyunu da seviyorum. Basit diliyle, öyle güzel vurgular yapıyor ki kurguya aniden kahkaha atmaya başlıyorsunuz. Bu kitapta kendini daha da geliştirmiş.
'Zehirli yılan ben değildim. Olivia'ydı. Yaptığım her şey onun suçuydu. Ben masumdum.'
Bunların dışında... Leah'ın Caleb'le nasıl tanıştığını, Olivia'nın olmadığı zamanlarda nasıl bir süreçten geçtiklerini ve Leah'ın ailevi meselelerini göreceksiniz. Şaşırtıcı bilgiler vardı. Sonunda zaten ayrı bir şok olup, kahkaha atacaksınız. Gider ayak Leah yine Leah'lığını yapıyor. Hem de çok fena. :D Nedense bir tarafım Leah'ıyı sevdi. Her zaman havalı insanların, göründüklerinden daha kırılgan olduklarını bilip, anlayışlı davranmaya çalışırım. Leah da bu kategoride kesinlikle. *göz kırpmalar*
Son olarak... Bazen Leah'ı takdir ettim. İstenmeyen kadından istenilen kadına çevirdi kendini. Ama çok ezdiriyor kendini. Caleb süper yakışıklı olabilir ama gururumu ayaklar altına almazdım. Serideki karakterler süper dengesiz, hata dolu olabilirler ama kim mükemmel ki ? O yüzden çoook yakında üçüncü ve son kitap olan Hırsız'ı okuyacağım. Bakalım Caleb neler anlatacak...
Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane
Bu serinin ilk kitabını okuduğumda kurgusu bir tuhaf gelmişti. Hem komikti hem de saçmalıklarla doluydu. Birbirini seven bir çift, ama bazı hatalar yüzünden ayrılmalar ve farkında olmadan paramparça olan hayatlar... Olivia ve Caleb'i öyle tanıdım. İlk kitapta Olivia, hafıza kaybı yaşıyormuş numarası yapan Caleb'e bir kez daha sırnaşır. Ama artık hayatlarında birileri daha vardır. Leah. Leah çok fena bir karakter. Olayları sivri zekası ile çözüp, kendince çözümler üretmişti. Kitabın sonunda Caleb'le Leah evlenip, çocuk sahibi olurken Olivia ise uçak seyahatinde tanıştığı yakışıklı bir adam olan Noah ile evlenmişti. (Gel de bu sonu oku ve çıldırma. Az daha seriye devam etmiyordum. Her ne kadar Noah süper yakışıklı ve sempatik olsa da...)
Hikaye kaldığı yerden Leah ile devam ediyor. Bu kitap resmen kurgunun eksik kalan yerlerini tamamlamış. O yüzden cidden çok sevdim. Zevkle okudum. Ve hatta kitabın sonunda acaba son kitabı hemen okusam mı dedim ama hayır! Beni bekleyen çok daha çekici bir kitap var. Neyse.
Tehlikeli Kızıl, Leah'ın kurgusunu tanımlayan en uygun kitap ismi. Bir yandan günümüz olaylarını bir yandan da geçmişi anlatan kısa ama dolu dolu bir kitaptı. Leah, sonunda her şeyi elde etmiş gibi görünen ama inanılmaz intikamcı ve kırılgan bir karakter. Evet, Fırsatçı'da onu baya kötü benimsedik. Ki bu kitapta daha çok nefret bile edebilirsiniz. Çocuğu doğduktan sonra resmen tüm çirkefliğini ortaya koyuyor. Bebeğiyle ilgilenmiyor, iğrenç bir yaratık gözüyle bakıyor ve çoğu zaman varlığını unutuyor. Evet, bazen bu durum cidden komikti. Leah, inanılması zor bir karakter. Caleb'le kafayı yemiş durumda. Ciddi anlamda hemde. Caleb'in aklının hala Olivia'da olduğunu biliyor. Bu yüzden hata üstüne hata yapıyor. Ve bir de Caleb, kızı Estella'yı öyle çok seviyor ki Leah bunu bile kıskanıyor. İnanabiliyor musunuz ? Zaten kitabı okurken hep bi tedirgin olma halindesiniz. Leah ne zaman kucağına bebeği alsa 'kesin bir şey olacak' diyordum. Neyse ki kazasız belasız kitabı bitirdik. Tabii bebeği gerçekten unuttuğu zamanlar vardı. Kesinlikle okuyup, görmelisiniz.
'Siren sesiyle uyandım. Yangın!... Bir elimi duvara dayadım ve duman kokusunu almaya çalıştım. Bu siren değildi. Bir bebekti. Yangını tercih edebilirdim.'
Kitapta yeni bir karakter de vardı. Bakıcı Sam. Adama bayıldım. Özellikle tanışma sahnelerinde resmen kahkaha attım. Yazarın bu huyunu da seviyorum. Basit diliyle, öyle güzel vurgular yapıyor ki kurguya aniden kahkaha atmaya başlıyorsunuz. Bu kitapta kendini daha da geliştirmiş.
'Zehirli yılan ben değildim. Olivia'ydı. Yaptığım her şey onun suçuydu. Ben masumdum.'
Bunların dışında... Leah'ın Caleb'le nasıl tanıştığını, Olivia'nın olmadığı zamanlarda nasıl bir süreçten geçtiklerini ve Leah'ın ailevi meselelerini göreceksiniz. Şaşırtıcı bilgiler vardı. Sonunda zaten ayrı bir şok olup, kahkaha atacaksınız. Gider ayak Leah yine Leah'lığını yapıyor. Hem de çok fena. :D Nedense bir tarafım Leah'ıyı sevdi. Her zaman havalı insanların, göründüklerinden daha kırılgan olduklarını bilip, anlayışlı davranmaya çalışırım. Leah da bu kategoride kesinlikle. *göz kırpmalar*
Son olarak... Bazen Leah'ı takdir ettim. İstenmeyen kadından istenilen kadına çevirdi kendini. Ama çok ezdiriyor kendini. Caleb süper yakışıklı olabilir ama gururumu ayaklar altına almazdım. Serideki karakterler süper dengesiz, hata dolu olabilirler ama kim mükemmel ki ? O yüzden çoook yakında üçüncü ve son kitap olan Hırsız'ı okuyacağım. Bakalım Caleb neler anlatacak...
Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder