Pages

7 Mayıs 2015 Perşembe

Kitap Yorumu: Kuşatma ve Fırtına - Leigh Bardugo


Merhabalar

Aslında bu yazıdan önce çok eğlenerek yazdığım ve yayınlamak için sabırsızlandığım bir film önerisi yazım vardı. Fakat onu daha sonra saklıyorum. Şimdilik. Şuan, biraz erken davranarak Gölge ve Kemik'in ikinci kitabı olan Kuşatma ve Fırtına'yı ön plana aldım. İkinci kitap da elimde olduğu için dayanamadım ve kısa sürede okudum. Nedense bu dünyayı ve yazarın yarattığı kurguyu sevdim. Mükemmel değil ama beni gerçek hayattan koparan bir seri. O yüzden maceraya kaldığımız yerden devam edelim.

İlk kitabın yorumunu yaparken elbette bazı şeyleri atladım. Spoiler olur diye. Şimdi burada her şeyi anlatabilirim. :D Alina ve Malyen'i anlatmıştım. Karanlıklar Efendisi'nin kötü bir karakter olduğunu gönül rahatlığı ile anlatabilirim. İlk kitabın sonunda Alina'ya ilk büyütecini vermişti ve onu kendine bağlamaya çalışmıştı. Bir takım olaylardan sonra Alina ve Malyen kaçmış ve artık kaçak bir hayat sürmeye başlamışlardı. Eh, bu o kadar kolay değil. Çünkü Alina bir Güneş Elçisi. Hayranları çok. Yeteneklerinden yararlanmak isteyen çok. Tek yapması gereken kimseye güvenmemek. Bu da pek mümkün değil.

"İğneyi ona batırıyorum, kan senden akıyor."

İkinci kitapta, olaylar nerede kaldıysa aynen devam ediyor. Malyen ve Alina kaçak bir hayat sürerken tekrardan Karanlıklar Efendisi ile karşılaşırlar. Ama bu sefer daha sinirli ve yaralıdır. Çünkü en son Alina onları Karanlıklar Diyarı'nda diğer kötü yaratıklarla (adlarını şuan hatırlamıyorum) baş başa bırakmıştı. Fakat bu sefer olaylar farklı bir boyut alır. Karanlıklar Efendisi, Alina ve Malyen'i bir gemide tutsak etmektedir ve bir diğer büyüteç için iz sürmelerini ister. Geminin kaptanı, ikizler ve birkaç karakterler daha olmak üzere yeni isimlerle karşılaşıyoruz. 

Kitabın şaşırtıcı yönleri vardı. Ki ben bunu çok mu çok sevdim. İlk kitapta Kral'ın oğullarından sadece söz edilmiş. Büyük oğlu, içip boş boş dolaşan biriydi. Küçük oğlu ise yıllardır etrafta görülmemişti. Evet, şimdi küçük oğlunu yani Nikolai'yi görmek mümkün. Kendileri hem yakışıklı hem güçlü hem ukala hem de çok çakal biri. Tam benim sevdiğim karakter türünden. :D Okurken zaten hep onun sahnelerinde güldüm. Alina'yı ve Malyen'i deli ediyor. Ama aynı zamanda çok zeki. Alina'nın planları ile kendi planları arasında ortak yönler var ve bu sayede hep bir arada oluyorlar. İnanın bana, kitap boyunca Nikolai'yi arayacaksınız. Kitaba apayrı bir renk katmış. Karanlık yönleri çok olan bu kitapta Nik resmen gök kuşağı görevini üstlenmiş.

"Ne düşündüğünü biraz daha iyi saklamayı öğrenmezsen hayatta sarayda barınamazsın. Buz gibi suyla dolu bir kazana oturmuş gibisin. Ağzını kapat." 

Bunların dışında öyle aham şaham olaylar yok. Küçük isyanlar oluyor, Alina tuhaf halüsinasyonlar görüyor. Malyen'le bir iyiler bir kötüler. Açıkçası aralarındaki ilişki dengesiz ve kendileri hala çocukça davranıyorlar. İlk kitapta biraz da olsa Malyen'i seviyorken bu kitapta tamamen gözümden düştü. Belki de Nik'in gelmesi de olabilir. :D Tüm karakterleri sollamış. Alina'yı anlamak mümkün değil. Bir yaptığı diğer yaptığına uymuyor. Bu kitabın kurgusuna göre daha sağlam bir kız karakter okumak isterdim. 

Kitabın sonunda elbette merak edici bir son var. Ama bu kitaptan pek bir şey beklemeyin. Sanırım yazar tüm hünerlerini final kitabına saklamış. Son kitaptan ümidim var. Onu da hemen okuyup, seriyi bitirmek istiyorum. Sanki bu seriye ara verirsem tamamen kopacakmış gibi. Ama yine de dediğim gibi serinin ayrı bir tarzı, okutan bir tarafı var. Şans verin her kitabına.

Üçüncü kitabı elime alana kadar okunacak çok kitap var. Özellikle sonraki kitabım için çok heyecanlıyım. :D İnternette baya araştırdım. Yurt dışında çok sevilen ama ülkemizde pek ilgi görmeyen bir seri olmasına rağmen nedense şimdiden sevdim. Yakında üç yazı birden gelecek. Tembelliğimi bir kenara bırakıp, süper ötesi zaman yaratır yaratmaz....

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder