Pages

6 Ocak 2019 Pazar

Kitap Yorumu: Napoli Romanları 2: Yeni Soyadının Hikayesi - Elena Ferrante

Şimdi gelelim Napoli Romanları 2: Yeni Soyadının Hikayesi'ne...
Sanırım kitabı yiyip bitirmemek için zor tuttum kendimi. Olaylar hiç bitmiyor. Ağzınız sürekli açık okuyacaksınız. Lila'ya bol bol küfredeceksiniz. Daha ne olabilir derken darbe üstüne darbe yiyeceksiniz. Benden söylemesi. -.-
İlk kitabın üzerinden uzuuun bir süre geçince ve karakterleri tamamen unutunca oturdum karakter analizi yaptım. (Bunu Vampir Akademisi için de yapmıştım.) Sonra ikinci kitabı okurken karakterlerin yanına notlar aldım.Şaka maka cidden çok karakter var. Yazarken bile kafam yandı. Bu karakter analizini görmek isteyenler için fotoğrafı aşağıya ekliyorum. 

Gelelim bu kitaptaki olaylara. Birinci kitabın sonunda Elena ve Lila büyüyüp, genç kız oldular. Farklı hayallere sahipler. Elena okumaya devam etmek isterken Lila, mahallenin serserisi Stefano ile evlendi. Mutsuz bir evlilik bu. Sürekli şiddet, kıskançlık krizleri, çocuk meselesi derken Lila sonuna kadar direniyor. Bu süreçlerde Elena ona yardımcı olamıyor çünkü Lila buna izin vermiyor. Şiddetin izlerini örtüyor, mutlu bir evliliği varmış gibi davranıyor ve Elena'nın okuldaki başarısını kıskansa da bir yorumda bulunmuyor.
Gel zaman git zaman bir gün Elena, Lila, Lila'nın abisinin eşi ve Stefano'nun kız kardeşi Pinuccia ile Ischia Adası'nda  yazlık bir ev tutup tüm yaz orada kalıyorlar. Stefano ve Lila'nın abisi Rino da fırsat buldukça eşleriyle özlem gidermek için adaya gidiyor. Bu zaman diliminde Elena, Lila'nın yakın arkadaşından çok adeta onun hizmetçisi gibi bir şey oluyor. Mahallerindeki eski arkadaşlarından ve Elena'nın da sevdiği çocuk Nino da adada yaşıyor. Burada yaşanılanları anlatmayacağım. Okuyun ve dehşete düşün istiyorum. Resmen adanın içinde yaşadım. Elena-Nino-Lila üçlemesindeki olaylar entrikalarla dolu. Lila'dan nefret edeceksiniz, bu bir gerçek. Elena'ya çok kızacaksınız, çok pasif diye. Nino zaten tam bir salak!

Karakter analizi 
 Birbiriyle bağlantılı bir sürü olaylar oluyor. Ada dönüşündeki karmaşa, dağılan karakterler, hayata tutunmaya ve yaşadıklarını sindirmeye çalışan Elena, yaptığı seçimlerle baş etmeye ama hala dik kafalı olan Lila, arka plandaki tüm karakterler... Yazarın hayal dünyası inanılmaz derecede etkileyici. Sanki Napoli'de yaşayanlardan biriymiş gibi hissettiriyor. O dünyadan kopmak istemeyeceksiniz. Mesela şu an ben üçüncü kitap için deliriyorum ama bir yandan seriyi de hemen bitirmek istemiyorum. :( Yine de bu ay kitabı okuyacağım. 
Ne olur okuyun şu seriyi ve dedikodusunu yapalım. Dizisini de izleyin. İlk iki bölüm izledik ve şöyleydik: "İşte bizim Napoli! Her şey çok gerçekçi olmuş. Adeta karakterleri canlandırmışlar!"

Tüm olaylar Napoli'de yaşanıyor fakat yazar, okuru hiç sıkmadan tüm kurguyu sindirmemiz için ustalıkla yazmış. Napoli'den bıkmayacaksınız. 

Üçüncü kitabın yorumunda elbette ikinci kitabın tüm hassas olaylarından bahsedeceğim. :) O zamana kadar kendinize iyi bakın!

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

1 yorum: