Nereden başlasam acaba ? Kitabın müthiş akıcılığından mı, etkileyici kurgusundan mı yoksa beni hiç hayal kırıklığına uğratmadığından mı ? Hepsine tek tek değineceğim. Ama şuna şüpheniz olmasın ki bu yaz okuyacağım en iyi seri olacak gibi gözüküyor. Diğer kitaplar için şimdiden sabırsızlanıyorum!
Uyumsuz, ilk çıktığı zaman pek ilgimi çekmemişti. Özellikle yeni "Açlık Oyunları" etkisi yaratan yorumları okudukça iyice uzak durdum. Sonra filmi çıktı. Herkes bir telaş, heyecanlanmalar falan... Neler oluyor dedim. Filmden çıkan kesinlikle kitaptan daha iyiydi demeleri ilgimi çekti. Sonra baktım Artemis Yayınevi seriyi tamamlamış. Beklemek için bir sebep yok dedim ve kitabı sipariş ettim. Kitabı elime aldığımda "Vay be sonunda kavuştum" dedim. Çünkü film yüzünden tüm baskılar bitmişti ve bir ara ilk kitabın baskısı bile yoktu. O kadar ulaşılmaz gelmişti. Sonra panik yaptım. Ya hayal kırıklığına uğrarsam ? O kadar heyecan yaptım, okunacak bir sürü kitap varken bu seriyi ön plana aldım. Acaba hata mı yaptım diyordum ki... Hayır. Kesinlikle değmiş. Bu kitaba bayıldım. Bilerek yavaş yavaş okudum. İş yerinde bile molalarda okudum. Sırf kitap için yemek yemediğimi bilirim. :D Ve kitap dün gece bitti. Uyku gözlerimden akıyor ama ben "Ayyy dur acaba şimdi ne olacak" modundaydım. Bitirince 32 diş sırıtıp, kitabı göğsüme yasladım ve uyudum. (Uyurken ezmemişim neyseki.)
Kitabı anlatmak zor gelecek. Nereden başlasam cidden bilemiyorum. Bir kere serimiz distopya. Yani tamamen yazarın hayal dünyasından oluşuyor. Hiçbiri gerçek değil. Karakterlerinden tutun isimlerine, özelliklerine kadar her şeyi çok güzel düşünmüş. Bazı yerlerde cidden şaşırttı. Ki beni şaşırtabilen çok az kitap vardır. Çoğu zaman tahmin ederim. Ama bu sefer ters köşeye yatırıldım. :D Açıkçası bu durumlar hoşuma da gitti.
Baş karakterimiz Tris (Aslında Beatrice), 16. yaş gününe bastığı zaman bir topluluk seçmek zorunda. Bu kendi topluluğu Fedakarlık da olabilir. Ya da diğerleri; Cesurluk, Bilgelik, Dürüstlük ve Dostluk da olabilir. Bu seçimi yapmadan önce bir test yapılıyor. Ve bu test sonucunda Uyumsuz olduğunu öğreniyor. Yani hiçbir topluluğa ait değil aslında. Ve hiçbir şey onun üstünde etki yaratamaz. Ama Uyumsuz olduğunu kimseye de söyleyemez. Anında öldürülür. Bu yüzden bir risk alır ve kendi topluluğu dışında bir topluluk seçer: Cesurluk. Bu bilgi belki spoiler oldu ama bunu söylemeden konunun devamını da anlatamazdım. :D Ailesi şoktadır. Abisi Caleb de başka bir topluluğu seçmiştir. Yani ailedeki şoku bir düşünün. :D
Tris, Cesaurluk yerleşkesine gider. Daha ilk günden yeni arkadaşlar edinir. Christina, Will, Al... Hepsi daha ilk günden cesaretli olduklarını göstermeleri için çatıdan atlarlar, dövüşürler ve kendilerini kanıtlarlar. Ama bunlar yetmez. Önlerinde daha çok yol ve engel vardır. (Özellikle korkularıyla karşılaşma sahneleri beni fena etkiledi. Resmen ben yaşıyormuşum gibi hisettim. Yazar, kitapta Tris'in duygularını çok güzel ve etkileyici bir şekilde yansıtmış. İliklerime kadar işledi.) Bu sırada Tris göze batmaktadır. Fedakarlık'tan transfer olduğu için herkes ona "Kasıntı" gözüyle bakar. Özellikle Bilgelik, Fedakarlık'ları ezmeye çalışmaktadır. Bu durumda Tris yeni bir düşman da edinir: Peter. (Bu isimleri özellikle yazıyorum. Çünkü ilerleyen zamanlarda sık sık göreceğiz.) Tüm bunlar gerçekleşirken Cesurluk eğitmenlerinden ve liderlerinden Eric ile Four karşımıza çıkar. (Kitapta Dört olarak ismi geçiyor ama ben Four demeyi tercih ediyorum.) Eric, cidden sinir bozucu ve itici biri. Onu boşverin. Four'a değinmek istiyorum. Soğukkanlı, güçlü, otoriter, zeki ve bir o kadar incinmeye meyilli ne yapacağı belli olmayan biri. İlk sayfalarda bana Dimitri Belikov'u hatırlattı. Ama Four'un kendine has özellikleri var. Ve bunları cidden sevdim. :D Gerçek ismi elbette Four değil. Ama ona neden Four dediklerini ve gerçek isminin ve aslında gerçekte kim olduğunu kitabın sonlarına doğru öğreniyorsunuz. Ve cidden şaşırabilirsiniz. Ben ağzım açık birkaç saniye kitaba bakakaldım.
Favori repliğim ! |
Four'dan bu kadar bahsettim. Bari Tris'le ne alakaları var ondan söz edeyim. Four, en başından beri Tris'i göz hapsinde tutar. Eğitimlerde daha çok üstüne gider. Bunu bilerek yapıyor çünkü onun farklı olduğunu biliyor. Uyumsuz olduğunu öğrendiğinde bile elinden geldiğince saklamalarını sağlıyor. Ama bir süre sonra işler ters gitmeye başlıyor. Bazı sırlar ortaya çıkıyor. Tris ve Four bunun peşini bırakmıyor. Sırrın gücü sonunda büyük bir felaket ortaya çıkıyor. Kitabın sonlarına doğru heyecan, aksiyon cidden durmuyor. O yüzden geceyarısı elimden bırakamadım. Durmadan okudum. Yazar hem şaşırtıp, hem sürükleyici bir şeyler yazmış. Gerçekten güzeldi. Çok severek ve isteyerek okudum. Kitaplığımın baş köşesini kazandı. :D
Biraz da Tris'den bahsetmek istiyorum. Aslında kitap öyle güzel gelişiyor ki Tris'in hem beden hem ruhen değişimlerini okuyup, fark ediyoruz. Tris bir Fedakar'dı. O yüzden hiçbir zaman söz hakkına sahip değildi. Gri giyinir, saçlarını toplar, aynaya hiç bakmaz ve kendini şımartacak bir şeyler yapmazdı. Hayatı yaşamıyordu resmen. Sonra Cesaret'e gelince tamamen değişti. Dövmeler yaptı, kendini savunmayı öğrendi. En önemlisi sevdikleri için savaşmaya başladı. Küçük ve kırılgan bir Kasıntı'dan müthiş savaşçı bir kıza dönüştü. Tüm duyguları yaşamaya başladı. Kısacası Tris, hepimize örnek olacak bir gelişim gösterdi. Bu konuda yazara hayran kaldım. İmrendim. Tris karakteri o yüzden oldukça özel.
Bunların dışında... Kitapta cidden şaşırtmalı sahnelere hazır olun. Bazı sahneler de çok komikti. Okuyup, okuyup baya güldüğüm yerler vardı. Romantik sahneler olmazsa olmaz. Ne aşırı ne az. Tam tadında olmuş. :D Aksiyona hiç girmiyorum bile. İşte, kitabın genel hatları bunlar.
*Diğer kitapları en kısa zamanda alacağım. Cidden merak edici bir seri. :D Four'u ve Tris'i çok sevdim.
*Yazarın dili akıcı ama bir tuhaf. Ben ilk başta garipsedim ve açıkçası kitaba başlayamama nedenlerimden biri de buydu. Şimdiki zamanlı yani -yor'lu bir anlatımı var. Bu bana biraz sıkıntı oldu ama çabuk toparladım.
*Büyük ihtimalle siz bu yorumu okurken ben filmi izliyor olacağım. :D Film yorumu da bir aksilik olmazsa yarın gelecek. Fragmanlarından bile aşık olunmaya değer.
Şimdilik bu kadar. Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane
Yorumunun her cümlesine katılıyorum valla :D ama uyarayım bu ilk kitap etkisi devamı daha farklı etkiler yaratıyor hele son kitap... feci. Yazarın dilini garipsemen de bence şimdiki zamanda yazılmış olması ilerledikçe daha bir edebi geliyor bana şimdiki zaman özellikle birincil ağızdan yazılan hikayelerde açlık oyunları da aslında şimdiki zamanda yazılmış bir kitap ama çeviri hatası olarak klasik geçmiş zaman diliyle çevrilmiş ingilizce okumuştum ben iki seriyi de :D neyse evet çok konuştum
YanıtlaSilSon kitap için ben de baya olumsuz yorumlar gördüm. :( Tırsıyorum acaba ben de mi beğenmeyeceğim diye ama ön yargılı olmamaya çalışacağım. :D Açlık Oyunları'nın da öyle olduğunu duymuştum ve iyiki böyle çevrilmiş demiştim. Keşke Uyumsuz'da da öyle olsaydı. :/ Çok konuşmadın kiii, okudukça okuyasım geldi valla.
SilKitapları yorumlama tarzınız tam olarak seslendiğiniz kitleye uygun Jane Wampirob :) Divergent benim de merak ettiğim bir seri ama burada bir şey çıtlatmak gerekirse Doğan Kitap'tan çıkan Yolcu serisi gibi gizli kalmış inciler bence bu alanda daha öne çıkması gereken kitaplar. Okudun mu bilmiyorum eğer okuduysan yorumlarını merak ettim.
YanıtlaSilBlogum Kontrast'ta müzik ve film açılımı başlattım ve blogumun konu alanını genişlettim. Son yazımı gelip, okuyup yorumlarsan çok memnun olurum.
Edebiyatla kal :)
Merhaba. Geri planda kalmış, değeri çok bilinmeyen ama keşfedilince elmas bulmuş gibi sevineceğim kitaplar/seriler cidden ilgimi çekiyor. Bu konuda cidden yardımcı oldun. :D Yolcu serisini araştırıp, göz atacağım. İlgin ve yorumun için teşekkürler.
SilLabirent'i okudum,Açlık Oyunları'nı izledim.Fakat önce izlediğime çok pişmanım.Yeni bir seri arayışı içerisindeydim.Bu seriyi gördüm ve ilgimi çekti.Umarım bu seriyi almak şstemekle hata yapmamışımdır.Yapmadığımı düşünüyorum hoşuma gitmezse de hatasız kul olmassssss. :) (Labirent i önce tüm seri okuyun,sonra ilki çıktı ilkini izleyin VURGULUYORUM ÖNCE TÜM SERİYİ OKUYUN SONRA İZLEYİM TAVSİYEMDİR :D )
YanıtlaSilBu kitabı daha yeni aldım 30 sayfa okudum ve her ne kadar ön yargılı davranmak istemesem de kitapta ki bir kusur çok batıyor bana. Cümle sonları. Yapıyor, ediyor, atlıyor tarzı cümleler o kadar çok kullanılmış ki göze batma derecesinde. Konusu gerçekten çok güzel bu yüzden okumaya devam edeceğim.
YanıtlaSilSana katılıyorum. Fuardan aldım ama başlayamadım. -yor fazla kullanılmış anlamıyorum.
SilBu kitabı daha yeni aldım 30 sayfa okudum ve her ne kadar ön yargılı davranmak istemesem de kitapta ki bir kusur çok batıyor bana. Cümle sonları. Yapıyor, ediyor, atlıyor tarzı cümleler o kadar çok kullanılmış ki göze batma derecesinde. Konusu gerçekten çok güzel bu yüzden okumaya devam edeceğim.
YanıtlaSil