Herkese Merhaba !
Ağustos ayının da sonuna geldik. Bu demek oluyor ki 2014 Yaz'ına elveda ! Normalde yaz maceralarım ve anlatacak ilginç şeylerim olmazdı ama bu sefer bomba şeyler var. :D Umarım eğlenceli ve bilgili bir yazı olur. Çünkü bu yazı için haftalardır kafamda taslak oluşturuyorum. Zamanım olmadığı için ne bilgisayara girebildim ne kitap okuyabildim ne de bir şeyler izleyebildim. Ama bundan sonra cidden uçuşa geçeceğim. Ondan önce şu yaz maceralarımı anlatayım.
Bu yaz inat ettim, çok uğraştım ve sonunda D&R'a girebildim. Daha önce de iş için başvurmuştum fakat kabul edilmemiştim. Bu sefer iyi hazırlandım. Öncesinde minik bir iş deneyimi yaşadım ve sonrasında soluğu D&R'da aldım. Gerçekten zorlu bir mücadele oldu. İş görüşmeleri; benim için resmen çok stresli bir şeydi. Oysaki çok rahat bir ortam vardı. Sonrasında iş için belgeleri toplarken birçok yeni şey öğrendim. Mesela kan grubumu. :D Daha yeni öğrendim, evet. (O belgeleri toplarken ne rezil oldum bir bilseniz. Elbette anlatmayacağım burada.) Her şey tamamlandı ve nerede, hangi mağazada çalışacağımı öğrendim. Hatta birkaç öncesinden gidip, ortama göz attım. (İştekiler bunu halen bilmiyor. :D) Orada çalışanlara göz atarken aynen şöyleydim: "Hmm şununla kesin iyi anlaşacağım. Eheem bu biraz cazgır gibi. Çaldıkları müzikler ögh!" Ki söylediklerimi aynen yaşadım.
D&R'daki ilk günümden söz etmek gerekirse... Gittiğim gün kalem sayımı varmış. Hayır, bana nasıl denk geldi anlamadım. :D Daha ilk günden sayıma bulaştım. Ortama alışmaya çalıştım. Bir de iş öncesi eğitim vermeleri gerekiyordu ama benim şansıma bakın ki eğitmen tatilde olduğu için direk ortama atıldım. Eğitimsiz olduğum için oradakiler acaip yardımcı oldu. Mesela ilk gün 5-6 kişi arka arkaya gelip: "Şunu gösterdiler mi? Bunu biliyor musun? Dur şunu da göstereyim..." derlerken resmen beynim sulandı ve evet hiçbirini öyle hemen ezberleyemedim. Bilgisayarların şifrelerini bile tam yeni ezberlemişken işten çıktım. :D Neyse.
İlk gün öyle top gibi oradan oraya yuvarlandım. Herkesle tanışırken kendimi tanıtmaktan gına gelmişti. AVM'yi çözene kadar canım çıkmıştı. Bir de ben müzik temsilcisi olarak girdim. Müzik dahil her şeyi yaptım diyebilirim. Asıl komik olan ise işe girdikten birkaç gün sonra beni kasaya aldılar. Sen kasiyer ol, sana daha çok yakışır dediler. İlkten resmen "Olmaaaaz, paralarla uğraşamam ben. Allasen bana bunu yapmayın" dedim ama iki hafta kasada kaldım. Resmen can çekişiyordum. Ne olaylar atlattım, hatırladıkça gülüyorum ama o zaman resmen ağlıyordum. :D Kasadan ölesiye nefret ediyordum ama öğrenmeye başladıkça hoşuma gitti. Yine de kasa dışında her şeyi yapmayı severim diye inat ettim ve arka bölüme; kendi alanıma geçtim. Bu sefer de filmlerle uğraşmaya başladım. İnanın bana film reyonuyla uğraşmak gibisi yok. Tamam, müzikte çook eğlenceli. Bir sürü şey öğrendim. Yeni müzik türleri, gruplar, şarkıcılar falan ama Türkçe müziklerle pek alakam olmadığı için sıkılıyordum. Ama film öyle mi ? Düne kadar film reyonuyla aşk yaşıyordum. Şuan gözüm kapalı filmlerin yerini gösterebilirim. :D Zaten bir müşteri film isteyince direk uçuşa geçiyordum. Tabii ilk günler feci panik yapıyordum. Adam "Hunger Games" diyor ben o an resmen algılayamıyordum. "Ney, hangi film? Şuraya yazsanız...? Hee o mu, bir saniye. *Reyona koşulur, tak tak film bulunur ve sanki yarışmada 1. olmuş gibi müşteriye uzatılıp* Ehhemm, buldum buyrun." İşte o an zafer benimdir. :D İlerleyen zamanlarda ise "Divergent DVDsi var mı acaba?" sorusuyla gelen müşterilere "Ne yazık ki daha çıkmadı. Ben de merakla bekliyorum. Kitabı çok iyiydi, di mi ?" Ayaküstü konuşmalar falan... Deneyim kazandıkça ve zaman geçtikçe daha da rahatladım.
En güzeli de ne biliyor musunuz ? En sevdiğim film ya da albüm gelince onu ilk ben inceliyordum. Reyon için hazırlayıp, yerine koyarken sanki ilk çocuğumu okula vermişim gibi gururlanıyordum. İşte öyle de saçma bir sevincim vardı. :D Heee, bir de şuna açıklık getirmek istiyorum. Hani şöyle hayaller olur ya "Bir kitapevinde çalışsam da sevdiğim kitap gelince koliden onu çıkarıp, ilk ben dokunsam..." Unutun bunu. :D İlk hayal kırıklığımı yaşadığımda şok geçirmiştim. Mağazada Lojistik bölümünde bir arkadaş var. Gelen her film, kitap ve albüm kargolarını o açıyor. İlk onun eli değiyor, ilk o görüyor ve bazen de okuyor. :D Bizim lojistik bölümündeki arkadaşla yakın olmaya başlayınca sabahları gelen kitapları açıp, inceliyorduk. Yani o hayali unutun. Ben bile Cennet Ateşi Şehri kitabı gelecek diye resmen kargonun yolunu gözlerken kitaba ilk lojistikteki arkadaş ulaştı. Ben öyle uzaktan onun işi bitsin diye bekledim. :D Ve bir şey daha söyleyeyim mi ? Kıskandırmak gibi olmasın ama D&R'ın ofisinde yer almak müthiş bir şey. Tüm dedikodular, ürünler, gizli ve eğlenceli işler orada. Bu yazımda elbette tüm kirli çamaşırlarını ortaya dökmeyeceğim. :D
İş ortamına gelirsek... Şöyle söyleyeyim, ilk bir ay insanları tanıma sürecindeydim. Uzun bir süre olabilir ama 10 kişiyi aynı anda tamamen tanıyamazsınız. Her gün yeni bir şey öğrendim ve onların davranışlarına göre ayak uydurdum. Aksini yapamazdım çünkü artık okul ortamında değilim. İş, ciddi bir şey. Tamam, eğlencemiz de eksik olmuyordu ama yeri geldiğinde azar da işittim övgü de aldım, işin ciddiyetini de kavradım. Hepsi de benim için güzel bir deneyim oldu.
Ve çok güzel arkadaşlıklar edindim. Öyle böyle değil. Resmen işe onlar için gidiyordum. Komik, eğlenceli sohbetler, kaçamak atıştırmalarımız, eksik olmayan dedikodularımız... Özellikle ilk ismimle fena uğraştılar. Hem değişik ve eski bir isim, hem de o ismi sevmediğim için kullanmıyorum. Ama bunlar yaka kartımdan bir gördüler habire o isimle çağrıyorlar falan. O isim sayesinde baya güldük, eğlendik. Artık bazı müşterile bile o isimle hitap ediyordu. Kabusum resmen eğlenceye döndü. :D Bu yüzden bu sene en en en güzel yaz'ımı geçirdim. Belki dinlenemedim, yeterince kendime ve çevremdekilere zaman ayıramadım ama hiç boş durmadım. Çalıştığım zamanlarda bile boş durmamak için elimden geleni yaptım. Ki oradakilerle takılmak şuana kadar yaptığım en müthiş şeydi. Yemek molaları bile eğlenceliydi. :D Artık Burger King ve McDonalds çalışanlarıyla bile arkadaş olmuştum. Son günümde Mc'den biriyle üniversite işlerini konuştum. Bir de Donut delisi oldum. Hep iştekiler yüzünden! Her yemek sonrası "Hadi yiyelim!!!" demeselerdi şuan bu göbek de gitmişti. Neyse. :D
Bunların dışında... Mağazada imza gününe şahit oldum. AVM'de canlı konserlere rastgeldim. Kasada olduğum zamanlar birçok ünlüyü gördüm. Ama hiç bozuntuya vermedim. Aynen şöyleydim: "Buyrun, iyi günler. *Ünlü gider ve...* Vay be! O, xxx değil miydi! TV'deki haliyle aynı." :D
Son olarak, şimdi yazacaklarım biraz duygusal olabilir ama yazmasam olmazdı. D&R'ı keşfettiğimden beri orada çalışmak istemiştim ve bu resmen benim hayallerimden biriydi. Hatta iş görüşmemde bunu dile getirdim ve karşımdaki insan "Bunu her çalışanımızdan duyuyoruz." diyerek bu hayalimin aslında çoğu kişinin de olduğunu belirtmişti. Bu yaz orada çalışarak hayallerimden birini gerçekleştirdim. Her zaman birilerinden "Şuan hayallerimi yaşıyorum. İnanılmaz bir şey!" gibi şeyler duyardım. Ve en sonunda ben de hayallerimden birini yaşıyorum diyebildim. Çalışırken zaten çoğu zaman etrafıma bakıp, "Evet, işte bu konumdayım. Şuan hayalim gerçekleşti ve onu yaşıyorum. Anı yaşa, beynine kazı ve ömrün boyunca bunu hatırlayarak diğer hayallerin gerçekleştir. Hiçbir şey zor değil. Sadece çabala. Emeklemeden koşamazsın. İnat et, güçlen, odaklan ve hayalini gerçekleştir." diyerek kendimi motive ettim. Bu hayalim sayesinde diğer minik hayallerimi de gerçekleştirdim. Mesela, en sevdiğim albümleri mağazada çaldım. Bir hayal edin; bıkmadan dinlediğiniz bir albümü iş ortamında yükses sesle çalıyorsunuz ve herkesle beraber siz de dinliyorsunuz. Nasıl inanılmaz bir şey. Ve çaldığım albümler satılınca 32 diş ortalıkta dolaşıyordum. :D Bu da bir hayalimdi ve D&R sayesinde gerçekleştirdim.
Ah bir de şey var. Bir gün işe erken gittim. Saat 10.00 oldu mu kapılar açılıyor. O sabah da lojistikteki arkadaşın bir işi varmış. Beni görünce elime anahtarı verdi, saati gelince aç dedi ve gitti. O an durdum, etrafıma baktım ve koca mağazada tek başıma olduğumu fark ettim. At koştursam kimsenin ruhu duymayacak. :D Gerçekten mutluluktan havaya uçmuştum. Tabii sonrasında kapıyı açmayı beceremedim ve birkaç dakikalık gecikmeyle bir arkadaşın yardımıyla açtık. :D
Dün de son günümdü. Gerçekten hiç ayrılmak istemiyordum. Bu yaz, zamanımın çoğu orada geçti. Resmen evim gibi olmuştu. Ama hem okul hem de bazı sebeplerden dolayı istifamı verdim. İmzalarken resmen ellerim titredi. Ki işe girerken de anlaşmaları imzalarken heyecandan titremişti. Tabii bu seferki farklıydı. İmzalarken birkaç arkadaş yanımdaydı. Adeta gözümün içine bakıyorlar, yapma gibisinden. Baya koydu bana. :D Kimseyle doğru düzgün vedalaşmadım. Vedaları sevmem. Zaten arada onlara süprüz* yapacağım. :D Benden kolay kurtulamazlar.
Öyle işte. Benim yaz maceram böyle geçti. Çok şey öğrendim, çok kişi tanıdım, inanılmaz deneyimler kazandım, D&R'ın iç yüzünü keşfettim ve kendimi yeniden tanıdım. Neler yapabileceğimi, nerelere gelebileceğimi gördüm. Hayalleriniz küçük ya da büyük hiç farketmez, ne olursa olsun onları gerçekleştirin. D&R benim büyük hayallerimden biriydi. Şimdi bu hayali gerçekleştirince bana bir özgüven geldi ki sormayın. Yürüyerek Amerika'ya giderim o derece. :D
Yaş 19. Daha ne hayaller, deneyimler, iş ortamları, mekanlar, insanlar göreceğim. Yeni maceralara atılmadan önce hayal dünyama; karakterlerime, filmlerime, dizilerime ama en önemlisi blog'uma geri dönüyorum.
Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane
Not: Bunu söylemesem olmaz. İşteyken molalarda hep Ask.fm'deki soruları yanıtladım. Beni orada da yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. Daha çok soru yollayın, cevaplamaktan çoook zevk alıyorum. :D
Not2: İş yerinde Jane kimliğimi gizli tuttum. Orada sıradan biriydim ama şimdi eğlenceli ve tutkulu Jane'e geri dönme vakti!
Öyle güzel anlatmışsın ki D&R da çalısasım geldi :)
YanıtlaSilBenim için de büyük bir hayal D&R'da çalışmak. Yazıyı okuyunca da çok kıskandım. :D
YanıtlaSil